beyaz show sorgusu için yayınlar alaka düzeyine göre sıralanmış olarak gösteriliyor. Tarihe göre sırala Tüm yayınları göster
beyaz show sorgusu için yayınlar alaka düzeyine göre sıralanmış olarak gösteriliyor. Tarihe göre sırala Tüm yayınları göster

Beyaz Show neden yok sorunsalı...

     Beyaz Show neden yok sorusunu görmekten içime gına geldi. Ne zaman telefondan Google’u açsam, haberler bölümünde devamlı görüyorum. Hiç değişmez. O hafta cuma günü yoksa, hemen sıralamada Beyaz Show neden yok sorusu kendisine yer bulur. Eğer bir izleyici gerçekten Beyaz Show izleyicisi ise, neden olmadığını bilir. Mesela geçen hafta. Programın sonunda gelecek hafta programın olmayacağını adam bizzat kendisi söyledi. Şimdi hal böyleyken yaygara koparmanın ne alemi var? Neredeyse her haber sitesi de bu habere yer verir. Bugün yine gördüm. “Bakayım bu kadar haber yapıyorlar. Ne yazıyorlarmış?” dedim. İnanır mısınız boş, bomboş. Haber olarak yazan şeyde bildiğimizin dışında bir şey yok. Beyaz Show neden yok sorusuna cevap vermiyor haber.

Beyaz Show neden yok

     Beyaz Show neden yok haberi sadece millet tıklasın diye yapılmış. Birde haberin içine, “Final mi yapıyor?” diye soru da döşemişler. Baksen bak. Amaaa. Kanaldan bu konuda hiçbir açıklama gelmemiş. O yüzden elleri kolları bağlıymış. Vay bee. Ne büyük dertler bunlar. Final yapacağı olayını nerden çıkardınız gerçekten haberci kardeşlerim? Hiçbir yerden hiç haber alamıyorsunuz ama final yapacağını nereden çıkardınız? Sanki final yapsa zil takıp oynayacakmış gibi bir haliniz var. Bu ülkede hiçbir şey doğru yapılmıyor ki habercilik doğru yapılsın. Programın neden olmadığına dair bir şey yazamamışlar. Ama içi de dolması lazım. Beyaz Show neden yok sorusunun cevabını nasıl vermişlerdir dersiniz?

     Beyaz Show neden yok sorusunun cevabını, geçen haftanın programından vermişler yine. Yok konukları kimmiş? Yok programda neler olmuş? Zart zurt. Herhalde haberde belli bir kelime sayısına ulaşmaları lazım. Onlar da Google tarafından ilk sıralara çıkabilmek için ellerinden ne gelirse yazmışlar. Bundan sonra Beyaz Show neden yok haberini görürsem hiç tıklamam zaten. Daha önceden de girip okumazdım da. “Bakalım ne yumurtlamışlar?” diye okumak istedim. Tam beklediğim gibiydi. Beni sağ olsunlar hiç şaşırtmadılar. Kardeşim bu tip haberlere prim vermeyin. Gelecek hafta programın olup olmadığını Beyaz söylüyor zaten. Beyaz Show neden yok haberi sadece sizin tıklamanız için.

Foto kaynak: https://www.pexels.com/photo/man-using-stylus-pen-for-touching-the-digital-tablet-screen-6335/
     

O Ses Türkiye yerine Beyaz Show...

Beyaz Show başlayacak diye çok söylenti oldu. Ama bir gün olsun Beyaz çıkıp da bunu doğrulamadı. Sonra gün geldi Beyaz açıkladı. Artık Beyaz Show yeniden başlayacaktı. Bu sefer de ne zaman başlayacak soruları sorulur oldu. İşte bu soruya da Acun Ilıcalı son noktayı koydu. Candaş Tolga’ya konuk olan Acun, yılbaşında O Ses Türkiye’nin yerine Beyaz Show’un olacağını açıkladı. Bunun nedeni olarak da bu ülkenin Beyaz Show’a ihtiyacı olduğunu söyledi. Bu konuyla ilgili sosyal medyada harika bir paylaşıma denk geldim. @mecburiyette adlı bir kullanıcı: “Aynı tadı bulamayacaksınız. Çünkü siz Beyaz Show’u değil, 2010’da bir cuma akşamını özlüyorsunuz” demiş. Bu sözü okur okumaz öyle bir kaldım. Gerçekten de olayın esası bu olabilir.

Beyaz Show'un ilk programının konukları kimdi?


     Beyaz Show’un ilk programının konukları kimdi? Şu aralar Beyazıt Öztürk, Beyaz Show’a ara vermiş olsa da merak edilen konulardan biri de programın ilk konukları. İlk konuklarını ben daha önceden de biliyordum. Bir aralar Beyaz Show bittikten sonra eski programlardan bir kolaj koyuyorlardı. Orada görmüştüm ilk konuklarının Hande Ataizi ve Okan Bayülgen olduğunu. 

Beyaz Show'un ilk programının konukları kimdi?
foto kaynak: milliyet.com.tr
     Bu arada Okan Bayülgen o zamanlar Atv’deymiş. Şimdilerde bu kanal ve ismin bir araya gelmesi imkansız gibi. İşte o zamanlar Atv’de, efsane olduğu söylenen Gece Kuşu programını sunuyormuş. O günlerde Hande Ataizi neden ilk konuk olarak seçilmiş hiçbir fikrim yok. Son bir not: Beyaz Show sadece bir süreliğine Star’a geçip sonra tekrar kanal D’ye gelmiştir.

Notlarım #2...

                                         KÖTÜ BİR CEM YILMAZ FİLMİ
     *Geçen perşembe akşamı tv8’de Cem Yılmaz’ın, Ali Baba ve Yedi Cüceler filmini izledik, evdekilerle. O film için harcadığım iki saate yazık oldu resmen. Eğer bu filme para verip gitmiş olsaydım o parama, o kadar acırdım ki. Pek Yakında gibi bir filme imza atmış Cem Yılmaz, nasıl böyle bir film yapabilir, aklım almıyor. Merak ediyorum, bu senaryo için çok düşündü mü? Cem Yılmaz, her filmde daha iyiye gideceğine, daha kötüye gidiyor. Bu konuda yönetmen, senarist arkadaşları vardır. Bir onlara sorsun, danışsın. “Ben nerede hata yapıyorum?” diye. Şunu söyleyeyim: Cem Yılmaz’ın filmine para verip gitmem. Ama stand-up olursa, gönül rahatlığıyla paramı verip, izlemeye giderim. O konuda bir numara.  

Cem Yılmaz, güncel, notlarım, Trump, Beyaz Show
Notlarımı üç konuda topladım

                                              TRUMP SEÇİLİRSE…
     *Trump, ABD başkanı seçilirse ABD’ye müslümanları dediği gibi almayacak mı? Ya da Meksika sınırına duvar çektirecek mi? Trump, bu dediklerini yapamaz. Neden peki? Çünkü ABD ve diğer büyük devletlerde bir devlet politikası vardır. Bu politika, Obama’ya ya da Trump’a göre değişmez. Eğer devlet politikasının içinde varsa ancak Trump, müslümanları ABD’ye sokamaz. Bunun dışında kafasına göre iş yapamaz. Maalesef bizde bir devlet politikası yok. Gelen hükümetlere göre iç-dış politika her şeyimiz değişiyor. Bırak hükümet değişmesini, milli eğitim bakanı değiştiğinde, eğitim sistemi baştan aşağı değişiyor. Bizim de bu yapıyı devlet geleneğinde oturtmamız gerekiyor. Hedefi belirlemeliyiz ve gelen tüm hükümetler o hedef doğrultusunda hükümet etmeliler.
                                BEYAZ SHOW FORMAT DEĞİŞİKLİĞİ
     *Beyaz Show, bundan sonra turne yapacakmış. Avrupayı dolaşacakmış. Bizde onları izleyeceğiz. Bence çok saçma. Yıllardır bu programın yapılış tarzı var. Şimdiden sonra niye format değişikliğine gidiliyor ki? Sorun telefonsa, yayına telefon almazsın. Ya da alırsın, baktın bir durum yaşanacak, hemen alırsın hattan. Bu format değişikliğinin sebebi belli. Geçen sene canlı yayında yaşanan o telefon olayı. Biz yıllardır Beyaz Show’u canlı olarak izlemeye alışmışız. Bazı zamanlar banttan yayın yapılıyor. Oralardan tecrübemiz var ki, banttan yayının hiç tadı yok. Şimdi bilmem nerelere gidecek. Binlerce kişinin önüne. Binlerce kişinin olduğu bir mekanda, canlı yayın yapamazsınız. O kadar kişiyi kontrol etmek zor çünkü. Olmadık durumlar yaşanabilir. Bu nedenle mecbur bant yayın izleyeceğiz. Yani kısacası Beyaz Show’dan eski aldığımız tadı alamayacağız. Ama önyargılı olmayacağım. Yine de ilk programı heyecanla bekliyorum. Beyaz’ı severim. O yüzden bu yeni formatında da başarılı olmasını isterim. 


Beyaz Show iyi başlamadı...

     Beyaz Show dün akşamki bölümü ile sezonu açtı. Ben başından beri bakamadım. Gece vardiyasındaydım bu hafta. Yarısında eve geldim. Konukları; Acun ve Simge Sağın’dı. İlk programı hiç mi hiç beğenmedim. Beyaz’ın yaptığı espriler hiç yerli yerinde değildi. Bir kişi, Survivor’a katılmak için bilmem nereden yürümeye başlayıp İstanbul’a gelmiş. Acun’un yanına. Meğer bu Survivor’a alınmadan önce kişiler sağlık kontrolünden geçiyorlarmış. Bu adamı da sokmuşlar teste. Koşma da sıkıntısı varmış. Böyle bir durum varken Beyaz tutmuş adamı programa çıkarmış. Acun’a emrivaki yaptı. Acun kıramayıp Survivor’a katılmasına onay verdi. Şimdi orada adama bir şey olsa ne olacak? Beyaz ne yaptığının farkında mı acaba?

Beyaz Show

     Beyaz Show için dün akşamdan söylenebilecek diğer bir konu: Şeyma Subaşı. Beyaz onunla beraber skeç çekmiş. Şeyma’nın yeteneği varmış bunu gördük. Ama skeç için öyle diyemeyeceğim. Bir noktadan sonra, “Ne zaman bitecek artık bu?” dedim. Stüdyoya gelince. Seyircilerin oturduğu yer güzel olmuş. Şarkıcı için özel bir yer yapılmış. Oda güzel olmuş. Ama konukların oturduğu yerin arka tarafı hiç iyi olmamış. Yıllardır şu stüdyo işini bir türlü çözemedi. Ve bitiş. Finalde bir kapanış videosu yapmışlar. Onu da beğenmedim. Şarkı yapılmak için şarkı yapılmış. Kısacası: Dün akşam için hiçbir şeyini beğenmedim. Ama biliyorum ki. Programlar ilerledikçe Beyaz’ın espri kalitesi artacak ve ortaya iyi programlar çıkacak.



Foto kaynak: https://www.pexels.com/photo/crowd-in-front-of-people-playing-musical-instrument-during-nighttime-196652/

Doğu Demirkol Alelade Show...

     Evet, yeni bir haber ile karşınızdayım. Doğu Demirkol, Star’da yeni bir programa başlıyor. Bir show programı. Tıpkı Beyaz Show gibi. Bu haber beni heyecanlandırdı. Çünkü böyle programlara ihtiyaç var televizyon dünyasında. Beyaz’dan sonra çok büyük bir eksik var. Hala doldurulamadı bu eksiklik.

     Geçen sene bir ara kanal D’de, Uğur Aslan’ın, Afara adındaki programı vardı. Sonra ortadan kayboldu. Bir daha başlayacak mı yoksa tamamen kaldırıldı mı belli değil. İşte bundan sonra yeni bir show programı denemesi daha.

     Doğu Demirkol’u severim ve başarılı olmasını isterim. Ama bu işin altından kalkabilir mi bilemiyorum. Çünkü show programı sunmak farklı bir şey.

     Mesela Cem Yılmaz hiç girmedi bu topa. “Benim alanım bu değil, ben yapamam” dedi. Bunu demesinden dolayı da çok hoşuma gitti Cem Yılmaz. İnsanın elinde imkan var diye her şeye çullanması da hoş değil.

     Doğu Demirkol sahnede çok iyi. Bizi güldürüyor. Kendine bir yer edindi. Ama show programı dünyasında aynı başarıyı gösterir mi? Buna kesin olarak evet diyemem. İzlememiz lazım ilk bölümünü. Ondan sonra kafamızda bir şeyler oturur.

     Bilindik bir show programı formatı var. Bakalım ne kadar bu formatın dışına çıkacak Doğu? Show programı dünyasına kendinden neler katabilecek? Fragmanı daha bugün gördüm. Programın ne zaman başlayacağı belli değil. Programın adını yazmayı unutuyordum bak. Alelade Show olacakmış programın adı. Şimdiden Doğu Demirkol’a başarılar.

Beyaz Show fragman olmamış...

Beyaz Show

     Beyaz Show fragman diye gördüğümde heyecanla tıklamıştım videoya. Ama bu kadar kötü bir fragman da yapılmaz ki Beyaz. Birden fazla fragman var. Kısa kısa hepsi. Ben sadece ikisine bakabildim. Çünkü diğerlerine bakma hevesi bırakmadı izlediklerim bende. Daha güzel ve daha çarpıcı bir fragman beklerdim. Bu arada tekrar canlı yayınlanacakmış. Malum olaydan sonra banttan yayınlanmaya başlamıştı. Bant yayının tadı olmuyor ya. Alışmışız bir kere canlı yayınlanmasına. Canlı yayın sırasında gelen telefonlarla ilgili nasıl bir uygulama yapacaklar acaba? Ya da hiç telefon almayacaklar. Kötü hazırlanmış olan fragmanlara rağmen yine de ekran başında olacağım. Birde yeni tiplemeler olacakmış bu sene. Bakalım o tiplemeler nasıl olmuş? Fragmanlardan biri şurada

Foto kaynak: https://www.pexels.com/photo/audience-back-view-band-blur-442540/

Beyaz, Youtube'da başarılı olabilir mi?


     Beyaz, Youtube kanalı açmış. Böyle bir şey yapacağı aklımın ucundan geçmezdi. Şaşırdım. Kariyerinde niye böyle bir maceraya yelken açtı gerçekten öğrenmek isterim. Herhalde bununla ilgili kendisiyle röportaj yapılır. O zaman öğreniriz. Ama o zamana kadar tahminlerimi ve görüşlerimi yazayım. 

     Artık tamamen Beyaz Show bitti diyebilir miyiz? Olabilir mi? Olabilir. Sanki bana programdan sıkılmış gibi geliyor. Kanal D’nin el değiştirmesi, programın kaldıracağı gibi söylentiler de onun için fırsat oldu. Şimdilik bir yıl ara verdiği söylendi. Belki de program hiç başlamayacak. Başlarsa bile tekrar kanal D’de başlar mı? Orası da ayrı bir soru işareti. Yeni adres herkesin tahmin edebileceği gibi tv8 olabilir.

     Beyaz, gelecek yıl O Ses Türkiye jüriliğine devam eder mi? Bence devam edecek. Ama etmesin. Beyaz’ın yeri orası değil. Ne kadar programa renk katsa da özünde bir sanatçı değil. Onun yerine Youtuberlık yapsın inanın daha iyi. Tam da kendi mecrası Youtube aslında. Bu açıdan bakarsak Youtube’a girmesi iyi bir karar. 

Beyazıt Öztürk

     Youtube kanalıyla ilgili söyleyeceklerime gelirsek. İlk videoda gerçekten bir şey anlamadım. “Bu ne ya?” dedim. Ama diğer videolar çok iyi. Zaten topu topu 4 video var. Haa unutmadan. Beyaz’ın Youtube kanalının adı: Beyaz’la. Kanalına şuradan bakabilirsiniz. Görüntü kalitesi çok iyi. Zaten televizyon sektöründen geldiğinden bunda herhangi bir sorun yok.

     Beyaz, Youtube kanalında da başarıya ulaşır mı? Şimdilik iyi gidiyor. Ama gelecek günler neler gösterir bilemeyiz. Başarılı olmasındaki en büyük etken ne çekeceği. Youtube dünyasında içerik çok önemli. Beyaz neler çekecek de çekeceği videolarda mizahını ortaya çıkaracak? Bu noktada atacağı adımlar çok önemli. 

     Ne çekeceğini bulursa Beyaz kısa sürede Youtube’da da başarıyı yakalayabilir. Kendisini severim ben. O nedenle Youtube kanalını da takibe aldım. Şu an itibariyle abone sayısı 393 bin. Kafadan bu sayıya ulaşması normal zaten. Önemli olan bundan sonrası. Aslı çekeceği videolar sonrasında abone sayısında artış olacak mı o önemli. Kendisine başarılar diliyorum. Siz ne diyorsunuz Beyaz’ın Youtube kanalı açması hakkında?

Beyaz ile ilgili diğer yazılarımı buradan okuyabilirsiniz. 

Foto kaynak: https://unsplash.com/photos/ZW1vjQJZmCo

O Ses Türkiye jürisinde yine Beyaz var...


     O Ses Türkiye’nin yeni sezonu bu cumartesi başlıyormuş. Jüride yine Beyaz var. Geçen senede belirtmiştim. Beyaz’ı çok severim. Ama bir müzik yarışmasında jürilik yapacak bilgi birikimine sahip değil. Hadi geçen sene öyle böyle geçti. Bu sene değişiklik bekliyordum. Sadece Beyaz için değil Seda Sayan içinde. Ama ikisi de yeni sezonda jüri olarak devam edeceklermiş. 

Beyaz

Foto kaynak: medyaradar.com
     Beyaz’ı seçen yarışmacıların çoğu müzik bilgisinden dolayı değil, Beyaz Show’dan dolayı kendisine duydukları sevgiden seçiyorlar. Bu da beni rahatsız ediyor. Anladığım kadarıyla Beyaz olaya hiç bu açıdan bakmıyor. Beyaz’ın yerinde olsam, “Bir yıl yaptım jüri üyeliği, yeter” deyip kenara çekilirdim.


Eser Yenenler Show değerlendirmesi...


     EserYenenler Show başladığından beri bir kere izledim. Zaten programın başlayacağı haberini duyduğumda, “Yine tv8 ve yine Show programı mı?” dedim. Ama bu sefer tek başınaydı. Bu çocuk Beyaz gibi olmak istiyor. Gönlü show programından yana. Programına 10 dakika baktım. Sonra başka kanala zapladım. Esprileri çok berbattı. Birde gülme efekti yapmışlar. Daha da kötü olmuş. İşte o zamandan beri bakmıyordum. Taa ki geçtiğimiz cuma akşamına kadar. 

Eser Yenenler Show

     Cumartesi günü tatil olduğum için rahat rahat kanalları dolaşıyordum. Baktım tv8’de bu var. “Bi izleyeyim” dedim. Konuk, Aşkım Kapışmak’tı. O programdan bu programa o kadar çok şey değişmiş ki. Bir kere en başta gülme efekti yok. Eser’in esprileri çok yerinde. Aşkım Kapışmak zaten iyi bir konuk. Bunlara rağmen alması gereken çok yol var. Ama ışık var. Bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Cuma akşamları show  programı izlemeyi özlediğimi fark ettim. 

     Güzel bir uygulamada var programda. Gelen her konuk Eser’e bir hediye getiriyor. O hediyeyi konuğuyla beraber konukların oturduğu konukların hemen arkasındaki duvara koyuyorlar. Hediyenin altına da hediyeyi kimin getirdiğine dair ad ve soyad yazıyorlar. Artık yeni bölümlerini izlemeye çalışırım. Önceki programları da vaktim oldukça internetten izleyeceğim. Eser Yenenler Show bir tempo tutturmuş kısacası.

Foto kaynak: https://unsplash.com/photos/mpdIPhYqZ4Y

Eser Yenenler Show, tv8, Aşkım Kapışmak

Beyaz Show yeniden başlayacak mı?


     Beyaz Show başlayacak mı? Programa ara verdiğinden beri Beyazıt Öztürk’e en çok sorulan soru bu herhalde. Sonunda bu konuya açıklık getirmiş. Programı kendisinin de özlediğini söyleyen Beyaz, Tv8 dışında iki kanaldan da kendisine teklif geldiğini söylemiş. Ama şu anda kararını vermemiş. Sürpriz bir kanalda görebiliriz. Ama ben yine kanal D’de başlamasını isterim.

Yılbaşı akşamlarının sıkıcı şarkı programları...

     Model grubundan Fatma Turgut ayrılmış. Peki neden abi? Bu Model grubunun dağılacağı, hiç aklıma gelmezdi. Bizim ülkede nedense bu grup işleri yürümüyor. Hem de hiç beklemediğim kişiden, grubun solisti Fatma Turgut ayrılmış. Onun da muhakkak, kendine göre bir açıklaması vardır. Ama daha neden ayrıldığına dair, bir açıklamasını okumadım. Bir zamanlar da Hepsi grubu vardı. Yaptıkları şarkılarla büyük ses getirmişlerdi. Sonra onlardan da, sarışın kız ayrıldı ilk. Sonra, Hepsi grubu öldü mü, kaldı mı, belli değil. Bildiğim kadarıyla Fatma, bu gruptaki arkadaşlarıyla yola çıkmıştı. Hatta bir ara Beyaz Show’a konuk olmuşlardı. O zaman sorulmuştu, “Grubun ismi niye Model?” diye. Fatma da, “Bize kimse yardımcı olmadı. Azim ettik, buralara geldik. Bizim gibi olanlara, model olması amacıyla, grubun adını Model yaptık” demişti. Şimdi bunu söyleyen kız, ne oldu da gruptan ayrıldı ki? Bu arada Fatma gitti diye, grubu dağıtmamışlar. Twitter’dan paylaşım yapmışlar, grubun diğer kalanları, “Fatma gitti ama grup dağılmadı, ama ne yapacağımızı bilmiyoruz” demişler. 
model grubu, fatma turgut, yılbaşı gecesi, d&r, sabahattin ali, güncel
                                                           BİRAZ ORJİNAL OLUN ARTIK
     Yılbaşı geceleri bir şarkıcı çıkartıp şarkı söyletiyorlar. Eee, alın size yılbaşı eğlencesi. Ya bırakın artık bu sıkıcı, klasik yayın formatından. Star’da öyle yapmış. Yılbaşı gecesi saat 23:00’e Tarkan’ı koymuşlar. Aga, şimdi yılbaşı gecesi Tarkan’ı izlemenin ne özelliği var ki? Şimdi eğlence bu mu yani? Yahu istediğim zaman klibini, cartunu-curtunu izlerim. İnternet denen bi dünya var ya. Yani Tarkan’ı izlemek, bir ayrıcalık mı kardeşim? Ya ne bileyim, ya adam gibi bir film koyarsın, ya da yarışma. Gerçi son yıllarda yarışma programları popüler yılbaşı akşamları. Ve birkaç tane de dizi. O dizi de Arka Sokaklar. Genelde yılbaşı akşamları Arka Sokaklar, sonra Beyaz Show olur. Siz ne yaparsınız yılbaşı akşamları? Ne izlersiniz, ne yaparsınız? Bu sene ben yine ptt. Yani pijama, terlik ve televizyon.
                                                          YİNE VE YİNE SABAHATTİN ALİ
     D&R 2016 yılında en çok hangi kitapları okumuşuz, onun listesini yayınlamış. Birincilik beni şaşırttı. Birinci sırada, Orhan Pamuk’un Kırmızı Saçlı Kadın’ı var. Çıktığında konuşulmuştu ama, bu kadar satış yaptığını bilmiyordum. Ha, ben okudum mu? Okumadım. İkinci sırada, Havva’nın Üç Kızı var, Elif Şafak’ın. Onu da okumadım. Kardeşim, bu listeye de Sabahattin Ali damgasını vurmuş. Üçüncü sırada Kürk Mantolu Madonna, beşinci sırada ise, İçimizdeki Şeytan kitabı var. Dördüncü sırada yabancı bir kitap var. Hayvanlardan Tanrılara- Sapiens. Yazarı: Yuval Noah Harari. Bu kitabı duymuştum. Valla burada sevindirici olan ilk beşte, dört kitabın yerli kitap olması. 

Beyaz ile İbrahim Büyükak beraber program yapacaklar...

 

Beyazıt Öztürk
foto kaynak: fragmanlar.co

     Acun, Netflix benzeri bir platform kuracak. Bu platformda olacak programlardan birini şimdiden açıkladı. Beyaz ile İbrahim Büyükak’ın ortak bir şey yapacaklarını söyledi. Yani Beyaz Show başlamıyor. Ama ortaklaşa ne yapacaklarını söylemedi. Bu arada Beyaz, bu senede O Ses Türkiye jürisinde olmaya devam edecek. Eğer ikisinin enerjisi tutarsa çok harika bir iş ortaya çıkabilir.

Onedio testleri bir harika dostum...

     Şu son zamanlarda, popüler olan şeylerden biri de,  Amerikan dublaj denilen olay. İlk gördüğümde, eğlenceli bir şey herhalde deyip, birini açtım videonun. Keşke açmaz olaydım.  Ben, Çiçek Abbas’ın o müthiş atışma sahnesini izledim. Yine Türkçe konuşuyorlar. Ama Amerika’lının konuşacağı tarzda. Tek kelime ile çok kötü, çok kötü. 15-20 saniye baktıktan sonra, hemen kapattım. Bir daha ne açarım, ne de kimseye öneririm. Amerikan dublaj dendiğinde, benim aklıma şöyle bir şey gelmişti: Çiçek Abbas’taki o sahnede, Amerikan filmlerinden alınmış replikleri konuşturacaklar zannettim adamlara. “Nasıl yani?” diyecek olursanız. Mesela Yüzüklerin Efendisi’nden iki karakterin konuşması alınıp, o sahneye eklenebilirdi. Bir zamanlar Beyaz Show’da yapılıyordu bu. Hem de baya iyi yapılıyordu. Gerçi Beyaz’ın ekibi yapmıyordu o işi. İnternette meşhur olmuş bir gruptan alıyordu Beyaz’da. Ama onların kim olduğunu da belirtiyordu. Beyaz’daki sistem farklıydı. Mesela eski popüler olan Amerikan dizilerine yapıyorlardı. Bir tanesi hala aklımdadır. Diziyi tam olarak hatırlamıyorum. Bir baba-oğul konuşuyor. Baba diyor ki, “Cumaya gideceğim. Oradan eve geçeceğim. Teyzenler gelmiş. Sen dükkanda kal” diyordu. Daha bunun gibi bir sürü harika dublajlar. Onları çok sevmiştim. Ama şimdiki Amerikan dublajı, beni sarmadı beyler bayanlar. 

onedio, amerikan dublaj, güncel

                                                        KİTAP YAZSAM KAÇ SATARDI?
     Onedio internet sitesini biliyor musunuz? Bir ara internette, oraya buraya sörf yaparken karşıma çıktı. Çok güzel testleri var. Siteye bir girdim. Dakikalarca çıkamadım . O testten, o teste geçtim. Blogger olduğumuz için, edebiyat testleri daha çok dikkatimi çekti tabi. Bir tane test vardı. “Yazar olsan, kitabın kaç satardı?” diye. Hemen yaptım testi. Sonuç ne çıktı dersiniz? 73.000 satış yaparmış bir kitap yazsam. Testin değerlendirme bölümünde de, 73.000 rakamı, iyi olarak değerlendiriliyor. Çünkü bu sayıda satış yapmış olmak, kemik kitlem olduğunu gösterirmiş. Ve kemik kitle oluşturmak, bir yazar için çok önemliymiş. Kitap yazmaktan kasıt, roman ya da hikaye yazmaksa, bu benim için olmayacak bir şey. Benim roman ya da hikaye yazmak gibi bir yeteneğim yok. Ama başka tarzda araştırma gibi kitap yazabilirim bak. Ama şu an için öyle bir planım yok. Şimdilik blog yazmak yetiyor bana. 

Çocuk olup, karne almak vardı...

     Bugün karne günüymüş. Karne günü olduğunu öğrendiğimde, “Şimdi çocuk olmak vardı. O karne heyecanını yaşamak. En önemlisi çocuk olmak. Büyük olmamak, üzerinde hiçbir sorumluluk olmaması ve hayatın en temiz halini görmek vardı” dedim. Büyüyünce bütün büyü bozuluyor be. Kötülükleri, iğrençlikleri görüyorsun. Öyle insanlarla karşılaşıyorsun ki. Kötü, dedikoducu, hırsı gözünü kör etmiş, menfaati için her şeyi yapabilecek insanlarla. Ve sen bu tip insanlarla beraber, yaşam savaşının içine giriyorsun. Ekmek kavgasına giriyorsun. Hayatla uğraşmak yetmiyor, birde böyle tiplerle uğraşmak durumunda kalıyorsun. İşte böyle yaşayıp giderken, aynı şarkıdaki gibi, “Ben yoruldum hayat, gelme üstüme” diyorsun. Şaka maka hayat beni de yormuş be.

karne günü, çocuk olmak, şiir yazmak, pınar altuğ, çocuklar duymasın, güncel
                                                   
                                              SLOV ŞARKILAR OLMADAN OLMAZ
     Yalın, katıldığı Beyaz Show programında söylemişti. “Ben şarkı yazarken televizyon açık olacak. Ben öyle şarkı yazabiliyorum” diye. O an Beyaz, bununla dalga geçen bir espri yapmıştı ama şimdi hatırlamıyorum. Ama ne garip değil mi? Televizyon açıkken şarkı mı yazılır? İnsan nasıl konsantre olur, televizyon açıkken şarkı yazmaya? İşte her sanatçının üretim şekli farklı. Herkesin kendine göre bir tekniği vardır. Mesela ben. Eğer bir şiir yazacaksam ya da aşkı anlatan bir yazı, muhakkak slov şarkılar dinlemem lazım. Şiir yazarken sessizlik benim moralimi bozuyor aksine. Özellikle aşk şiirleri yazarken. O havaya girmem lazım. İşte o havaya girmemi sağlayan da slov şarkılardır.
                                                                 EFSANE DİZİYDİ
     Pınar Altuğ, İnstagram hesabından Çocuklar Duymasın  ekibinin toplu bir fotoğrafını paylaşarak, Çocuklar Duymasın’ın başlayışının 15. Yılını kutlamış. Pınar Altuğ çok duygusal bir kadın. Böyle şeyleri hiç unutmaz. O yüzden bu paylaşımı beni hiç şaşırtmadı. Çocuklar Duymasın, benim de favori dizilerimden biriydi. İlk Tgrt’deki bölümlerini hatırlıyorum. Belki aranızda Tgrt’deki o bölümleri izlemeyenler olabilir. Onlara tavsiyem ilk fırsatta internetten baksınlar. O zamanlar, Tgrt diye bir kanal vardı tabi. Hatırlamayanlar olabilir. İşte o Tgrt satıldı. Şimdiki Fox oldu. Tgrt’den sonra Atv’ye geçti. Bence en güzel bölümleri de Atv’de olanlardır. Sonra Star’a falan gitti. Anlatacak bir şey de kalmamıştı zaten. Bir ara Fox’da yayınlanıyordu. Tutmadı, son verdiler. Çocuklar Duymasın dendiğinde, yüzümde hep bir gülümseme belirir. Güzel bir diziydi be.

Bezmişlik...

Kahveci dükkanının gittik arkadaşımla kahve almak için. Bizi gören orada çalışan çocuk, bezgin bir şekilde ne istediğimizi sordu. Herkeste bir bezmişlik mi var, yoksa bana mı öyle geliyor?

ŞU AN NE İZLİYORUZ?

Yılbaşı akşamından yazıyorum bu yazıyı. TV8’de, O Ses Türkiye’yi izliyoruz.

YILBAŞI KALABALIĞI…

Bugün Düzce’ye gittim. İki otobüsüne bindim. Otobüs tıklım tıklımdı. Yılbaşı ve cumartesi birleşince böyle olması doğal tabi. Neyse ki akşam dönüşte kalabalık değildi.

FİLTRE KAHVE 10 LİRAYA SATILIR MI?

Arkadaşla 10 liraya filtre kahve aldık. Yeni açılan kahveci dükkanın kampanyası varmış. 10 liraya filtre kahve olur mu millet? Filtre kahve yerine başka bir şey içmiş olmayalım?

ÇOCUĞA ZORLA YEMEK YEDİRMEK…

Hamburgercide, oturduğumuz masanın yanındaki masaya iki çocuğuyla bir anne geldi. İki çocuğuna da hamburger söyledi. Ama küçük olan çocuk hamburgerinin yarısını yedi. Annesi diğer yarısını yemesi için de zorladı çocuğu. Bırak istemiyorsa yemesin çocuk. Acıkınca yer zaten. Çocukların yemeye zorlanması doğru gelmiyor bana. Bu arada çocuk yine de yemedi hamburgeri.

ONUR BULDU’NUN ŞARKI SEÇİMİ…

O Ses Türkiye yılbaşı özel programına katılanlardan birisi de Onur Buldu’ydu. Tutmuş hüzünlü bir türkü seçmiş. Abi yılbaşı gecesine hüzünlü türkü gider mi ya. Ben hareketli bir şeyler beklerdim kendisinden.

ŞUNA BİR AÇIKLIK GETİR BE ABİ…

Beyaz Show yeniden başlayacak muhabbetleri dönüyor. Arkadaş ara ara çıkıyor bu muhabbet. Beyaz’ın çıkıp şu işi açıklığa kavuşturması lazım. Başlayacak mı, başlamayacak mı?

BU NASIL BİR ANNE VE BABADIR?

Okuduğum kitapta anne ve babanın, üç çocuğu var. Bu anne ve baba, üçüncü ve son çocuklarına sevgi ve ilgi göstermiyorlar. Çocuk için tam bir cehennem. Madem istemiyordunuz niye yaptınız o çocuğu be insanlar?

YENİ YILA UYUYARAK GİRMEK İSTEMİYORUM…

Dün akşam doğru dürüst uyuyamadım. Uykum var ama yeni yıla uyuyarak girmek istemiyorum. Sonra yıl boyunca hep uyuklarım falan.

TATLI HAYAT DİZİSİ HAKKINDA…

Türkan Şoray ve Haluk Bilginer’in oynadığı Tatlı Hayat dizisinin ilk bölümünün büyük bir kısmını izledim. Bir saatlik bir bölümdü. Son 15 dakika kala kapattım. Yabancı bir diziden uyarlamaymış. Belli oluyor zaten. Bir de daha kısa olsaymış daha da güzel olabilirmiş.

 

 

 

Hepsi grubu barıştı mı? - 2020


     Hepsi grubu barıştı mı? Yeni yeni meşhur olmaya başladıkları zamanlarda Beyaz Show’a çıkmışlardı. Beyaz onlara bu soruyu yöneltmişti. 

     “Gruplar bir şekilde dağılıyorlar. Gün gelip siz de dağılır mısınız?" gibi bir soruydu. Cevaplarını tam hatırlamıyorum şimdi. Ama bu sorunun sorulduğu o zamanlar ne kendileri ne de herkes bu grubun ayrılacağını düşünemezdi. 

     Gün geldi gruptan, grubun sarışını Gülçin Ergül ayrıldı. Sonra da bir daha eski performanslarına ulaşamadılar. 

     O günden beri Gülçin Ergül ile grubun diğer üyelerinin arası bozuktu. Ta ki birkaç gün öncesine kadar. 

     Gülçin Ergül ile Eren Bakıcı, İnstagram’da birbirlerini takibe almışlar. Bakalım grubun diğer üyeleri ile de arasını düzeltebilecek mi Gülçin? 

     Hepsi grubu barıştı mı? Sadece Gülçin ile Eren barıştı. Diğerlerini zaman gösterecek diyebiliriz.

Yılmaz Erdoğan yazmaya nasıl başlamış?


     Yılmaz Erdoğan, Beyaz’ın yeni Youtube kanalına konuk olmuş. Beyaz’la güzel bir sohbet ettiler. Bu arada Beyaz’ın açtığı yeni Youtube kanalı ile ilgili de bir şeyler yazmak düşüncesindeyim. İlerleyen günlerde yazı gelebilir. Onu izledikten sonra önerilen videolar arasında Eser Yenenler Show’a konuk olduğu program vardı. Aslında televizyonda denk gelmiştim. “İnternetten rahat rahat izlerim sonra” demiştim. Ama aklımdan çıkmış. Tam da denk geldi yani. 

     Bu arada birkaç gün önce Eser Yenenler Show’u değerlendirmiştim bir yazımda. O yazıma buradan bakabilirsiniz. Program çok keyifliydi. Programda gözüme çarpanları yazmakla başlayayım. Programdaki o kare biçiminde, süngerden yapılmış mikrofon çok hoşuna gitti. Onunla ilgili yaptığı şakalar çok iyiydi.

     Yılmaz Erdoğan insanın devamlı değişmesi ve gelişmesi gerektiği düşüncesinde. Bir ara vejeteryanmış. Tam üç yıl ağzına bir lokma et sürmemiş. Ama sonra vejeteryanlıktan vazgeçmiş. Şimdi de çok dozunda et yiyormuş. Az biraz yani. Kendisi devamlı bir arayış içindeymiş. Bunu Eser’den öğreniyoruz. Çiftlikte yaşamaya başlamasının nedeni değişim amaçlı mı diye sordu Eser. 

Yılmaz Erdoğan

     “Toprağa basmak” dedi. Şehir hayatında insanın bir kere bile ayağını toprağa basamadığını söyledi. Ayrıca bahçe işleri içinde büyüdüğünü söyledi. Orası ayrıca plato da olmuş. Kaç tane film çekmişler orada. Arada oraya gittiğini söyledi. Bu değişmek olayı çok ilgi çekici geldi bana. Kendisi hayatta çok şeyi aşmış gibi geliyordu bana.

     Yılmaz Erdoğan meğer benim gibi, bizim gibi bir arayış içinde. Hayatı nasıl daha iyi yaşayabilirim derdinde. Bunun içinde çeşitli denemeler yapıyor. Et yemiyor, çiftlikte yaşıyor. Nedense bunu duymak ferahlattı beni. Yani nerelere gelmiş bir yazar bile bunları yaşıyorsa bende problem yok demek ki. Neyse gelelim asıl konumuza. Yazmaya nasıl başlamış? Bu kabiliyetini tamamen ortaokuldaki Türkçe öğretmeni Türkan Demiryöney’e borçluymuş. 

     Program için onun yanına gitmişler. Konuşamamış. Belli bir yaş aldığın için. Bir not göndermiş programa. Onu okudu Eser. Fotoğrafını gösterdiler. Kalktı ayakta alkışladı öğretmenini. O yılları da anlattı. Kompozisyon için, “Ne yazsam ne yazsam?” derken. Evde babaannesi ile yaşadıklarını yazmış. On almış. Bir sonrakinde yine aynısını yazmış. Yine on. Ama bir sonraki kompozisyonda, “Hep aynı şeyleri yazıyorum. Bari bunda farklı yazayım” diyerek rüyasını yazmış. Ama bu sefer altı almış. Gitmiş öğretmeninin yanına. “Bu sefer niye altı aldım öğretmenim?” demiş. “Her zaman yaşadıklarını yaz, rüyaları değil” demiş.  Yazarken her zaman bu öğüdü tutmuş. 

     Öğretmeni muhteşem bir şey daha yapmış. Bir gün derste sınıfa nöbetçi öğrenci gelmiş. “Yılmaz Erdoğan’ı Türkan öğretmen çağırıyor” demiş. 11 sınıflarda dersteymiş Türkan öğretmen. “Yılmaz tahtaya adını ve soyadını yaz” demiş. Sınıfa dönerek de, “Bu ismi unutmayın. İlerde çok duyacaksınız” demiş. Ne harika bir yaşanmışlık böyle. İşte Yılmaz Erdoğan böyle başlamış yazmaya.

Yılmaz Erdoğan'la ilgili diğer yazılarım için buraya tıklayın.

Foto kaynak: https://unsplash.com/photos/uLteYEkSFGg

Notlarım #10...

Notlarım bölümü kısa kısa notlarla devam ediyor.

*Ruhi Mücerret kitabına başladım. İlk 40 sayfa bitti. Şimdilik beni sarmadı.

*Ayla filmi Oscar’a aday film listelerine bile girememiş. Ayla filminden umudum vardı. Oscar yine başka bir bahara kaldı.

*Bu akşam Beyaz Show var. Konukları; Mustafa Ceceli, Özge Özpirinçci, Buğra Gülsoy ve Tümer Metin. İyi bir karma gibi. Bakalım bu akşam nasıl bir program olacak?

*Ruhi Çenet, 4’üncü boyutu anlatmış. Ama ben anlayamadım. Ondan daha sade bir şekilde izah etmesini beklerdim. Bu arada kendisi kaza yapmış. Ama önemli bir şeyi yokmuş. Buradan, “Geçmiş olsun” diyorum kendisine.

*Türk İş asgari ücret olarak 1.893 lira talep etmiş. İşveren ise, “Bu Türkiye şartlarıyla uyuşan bir teklif değil” demiş. Türk İş de biliyor bunu kabul etmeyeceklerini. 100 lira zam olursa öpüp başımıza koyalım.

*Normalde ben Süper Fm dinlerim. Ama birkaç gündür Pal Fm dinliyorum. Her akşam neredeyse aynı saatte hep aynı şarkıları çalıyor Süper Fm. O yüzden Pal Fm dinliyorum artık.

Notlarım

*Örnek gösterilen çiftler teker teker boşanıyor. Tugay Kerimoğlu ve eşi... Mustafa Sandal ve eşi. Neden ilişkiler tükeniyor peki?

*Manuş Baba. İsim ilk duyduğumda çok garip geldi bana. Bu arada Eteği Belinde şarkısı çalıntı çıktı diye bir şeyler okudum. İlerleyen günler neler getirecek bu konuda bakalım?

*Bir tane inşaat şirketi inşaat yapacağı alanı çevirmiş. Ama o çevirdiği korumalıkların ayakları, gözleri görmeyenlerin sarı yollarının üzerine geliyor. Muhabir yaşlı birine soruyor bu durumu. “Ben geçiyorum” diyor. “Ya engelliler?” diye sorunca muhabir, “Nasıl geçerlerse geçsinler” diyor. İşte bu zihniyet sorunun kaynağı.

*Kanal D eskiden çok iyi diziler yayınlardı. 10 dizi yayına sokuyorsa en az 6-7’si tutardı. Şimdilerde bu sayı 3-5’e geçmiyor. Kanal D kötü yönetiliyor.

*Güldür Güldür Show’un geçen haftaki bölümü acayip kötüydü. Espri diye yaptıklarının çoğu saçmaydı.

*Şu ülkede milleti salak yerine koyuyorlar ya. Bizim millet anlıyor bu durumu. “Ama bunlara elimizden bir şey gelmez. Bari yemiş gibi yapalım diyorlar” herhalde.

Notlarım bu bölüm için biraz fazla tutmaya çalıştım. Yorumlarınızı bekliyorum. 

Foto kaynak: https://www.pexels.com/photo/white-ceramic-cup-with-liquid-inside-on-white-saucer-162614/

Hüsnü Komiser korona oldu...


     Belediye anons yapıyor. Adam her kelime sonunda es veriyor. Belediye diyor, duruyor. Sonra başkanlığından diyor, duruyor. İçimden, “Hadi be adam biraz hızlı konuş” diyorum.

     Arka Sokaklar’ın bu akşamki bölümü tam korona özel olmuş. Korona ile ilgili ne yaşandıysa hepsi dizideydi. Kaçak saç kesen berbere bile baskın yapıldı. Büyük bomba sona saklanmıştı. Hüsnü Komiser koronaya yakalandı.

     Beyaz Show’un eski bölümlerinden hazırladıkları kolajları yayınlıyorlar. Nedense ben izlemek istemiyorum.

     İçinde silah olan oyunları sevmiyorum. Ben daha çok futbol. Onun da o kadar bağımlısı değilim. Bazen çok üzerine abanıyorum. Bir hafta durmadan aralıksız oynuyorum. Sonra sıkılıp belki aylarca yüzüne bakmıyorum.