izlediklerim sorgusu için yayınlar alaka düzeyine göre sıralanmış olarak gösteriliyor. Tarihe göre sırala Tüm yayınları göster
izlediklerim sorgusu için yayınlar alaka düzeyine göre sıralanmış olarak gösteriliyor. Tarihe göre sırala Tüm yayınları göster

İzlediklerim #21- Çernobil- Orkun Işıtmak


     İzlediklerim bölümünün 21’incisinin konuğu, Orkun Işıtmak. Youtube kanalları arasında gezinirken Çernobil faciasını anlatan bir bölüme denk geldim. Ruhi Çenet’in videosu sanıp açtım. Meğer Orkun’muş. Çernobil’i gezmeye gitmiş. İlk defa haberim oldu bu videodan. 6 Milyon kişi izlemiş. 

     Patlama 4’üncü reaktörde olmuştu. Eğer patlama olmasaymış 5’incisi de açılacakmış. Patlamadan sonra yarıda bırakılmış. İşte o 5’inci reaktörün yanına kadar gitmiş. Bırakın 5’inciyi, hemen yanında 6’ıncısının bile betonu dökülmüş. 15 reaktöre kadar kuracaklarmış.

      Gezi sırasında uyulması gereken kurallar dikkatimi çekti. Hiçbir şeye dokunmak, bir şeyler yemek yok. Gezenlerin güvenliği için tabi. Ben olsam, “Ne olur ne olmaz” deyip Çernobil’e gitmezdim. Hala risk devam ediyor çünkü. Gerçi elinde devamlı radyasyon ölçerle dolaşıyor ama.  Yine de cesaret edemezdim. Ya siz? Şuradan izleyebilirsiniz.

İzlediklerim -23... Can Dostum 1997... Good Will Hunting...

Can Dostum 1997
foto kaynak: beyazperde.com

     İzlediklerim kategorisine uzun süredir yeni bir yazı girişi yapmamıştım. #evdekal dönemi ile beraber film izlemeye başladım. İşte en son izlediğim film: Can Dostum 1997. İnternette bu şekilde arattığımda çıkıyor. Sonradan Can Dostum diye bir film daha çekilmiş çünkü. Ya da İngilizcesini de yazabilirsiniz. Good Will Hunting diye.

İzlediklerim #22- Youtube videoları...


     İzlediklerim kategorisine bayadan beri bir şeyler yazmadığımı gördüm. Bu kadar boş bırakmaya gelmez. Hem aklıma yazacak bir konu da gelmedi. İmdadıma yetişti diyebilirim. Youtube’dan iki video izledim bu akşam. Bir tanesi, Engin Deniz Videoları’ndan. Amişler tarikatını anlatmış. Engin bu tür anlatma işlerini iyi yapıyor. Bir tane de Küba hakkında yaptığı video var. Harikaydı. Ona da bir bakın isterseniz. Bu arada Amişler bir arada Türkiye’ye de gelmiş. Ama uzun süre kalamamışlar.

Youtube videoları

     İkinci video yeni takip etmeye başladığım kanallardan biri olan Zehirli Mikrofon’dan. Adını niye zehirli koymuşlar orasını çözemedim. Videoların seslendirmesi yapan kişi bana tanıdık geldi. Ama çıkaramadım. Benzetmiş de olabilirim. Roswell olayında düşen ufonun içinde olan uzaylılara otopsi yapılmasını anlatıyor. Hatta otopsinin görüntüleri varmış. Ama görüntüler şimdi nerede onun hakkında bir şey söylemediler. Ama enteresandı.

Foto kaynak: https://unsplash.com/photos/plrlb68XPqI

Diziler ve kitap arasında geçen bir gün...


     Dün Fringe’in 3’üncü bölümünü izledim. İlk iki bölüme göre biraz durgundu. Bölüm süresi de kısaydı. 50 dakikacık. Bugün ise Şahsiyet dizisine kaldığım yerden devam etmek istiyorum. Ustam ve Ben kitabını okumaya devam ediyorum. 360’a geldim. Kaldı son 100 sayfa. Çok ayrıntılara girmiş bu son okuduğum yerlerde. Biraz sıktı. 

     Aslında yazıyı akşama yazacaktım. Ama şu an oda o kadar sessiz ki. Böyle bir fırsatı bulmuşken rahat rahat yazmak istedim. Televizyon falan açıkken ya da yanımda birileri varken yazıya konsantre olamıyorum. Kafamı toparlayamıyorum. 

     Dünde bugünde çokça Youtube’dan video izledim. İnsan bir izlemeye başladı mı, duramıyor. O videodan o videoya savrulup duruyor. İzlediklerim de bilgi videoları. Öyle challenge falan değil. Siz tatili nasıl değerlendiriyorsunuz bakalım? Biraz da siz anlatın.

Kaan Sekban'dan efsane dizilerin tekrar yayınlanması için televizyon kanallarına çağrı...

Kaan Sekban
foto kaynak: Kaan Sekban İnstagram hesabı

     Kaan Sekban kendi İnstagram hesabından yaptığı paylaşımda televizyon kanallarına seslendi. Paylaşımında yer alan kanallar ise TRT 1, Star ve Atv oldu. Ve bir döneme damga vurmuş ve efsaneler arasına girmiş dizileri tekrar yayınlamaları çağrısında bulundu. Bu diziler arasında yayınladıkları zamanda izlediklerim ise: Yedi Numara, Avrupa Yakası ve İkinci Bahar.

Sevdiğim uzaylı filmleri...

uzaylı filmleri, işaretler, izlediklerim, kurtuluş günü

     Sizlere bu yazımda, sevdiğim uzaylı filmlerini paylaşmak istiyorum. Listenin ilk başında, Kurtuluş Günü filmi geliyor. Yakın bir zamanda, Kurtuluş Günü filminin ikincisi vizyona girdi. Bu filmi izleme fırsatı bulamadım. Ama şunu söyleyeyim: Bu filmden beklentim çok yüksek. Ama genelde de beklentisi çok olan filmlerde hüsranla sonuçlanıyor. Birde ilk filmle, ikinci film arasında, tam 20 yıl var. Bu kadar ara verildikten sonra, ikinci filmde de aynı tat yakalanabilir mi? İşte bu nedenle, ikinci filmde hüsrana uğramaktan korkuyorum. Şimdiye kadar Kurtuluş Günü filmini, yani ilk filmi izlemeyenler olabilir. Uzaylı filmlerini sevenler, bu filmi izlemedilerse, çok şey kaybederler onu söyleyebilirim. İlk filmin fragmanı hemen aşağıda. İsterseniz bir göz atın.

                                               İŞARETLER FİLMİ LİSTEMDE
     Listemde ikinci sırada ise: İşaretler filmi var. Bu filmde ilk izlediğimde  çok etkilemişti beni. Bu filmi çok sevgili arkadaşım, Faruk Ataseven ile izlemiştim. Faruk ile film izlemek, benim için ayrı güzeldir. Çünkü kendisi olmadık yerlerde gülme gibi bir yeteneğe sahiptir. Onun gülmesi, bana da bulaşır, bende gülerim. Şimdi diyeceksiniz ki, bir uzaylı filminde espri ne gezer? Ama var. Gerçi Kurtuluş Günü filminde de var. Ama İşaretler filmine, ayrı bir parantez açmak istedim. Bu filmi bazı yerlerinde gülerek, bazı yerlerinde de merakla izlemiştik.  Kahramanlarımız bir çiftlikte yaşamaktadırlar. Bir baba, iki çocuğu ve erkek kardeşi ile.

                                              İKİSİNİ, AYNI GÜN İZLEMEYİN                
     İlk başlarda biraz yavaş gelebilir ama, ilerledikçe ekrandan gözünüzü ayıramayacaksınız. Onun da fragmanını koyuyorum. Bence buna da bir göz atmalısınız. Eğer bu iki filmden ilk defa haberdar oluyorsanız. Tatil gününüzde, kafanız rahat olarak, kendinizi film izleme modunda hissettiğinizde, ikisinden birini izleyin. İkisini ard arda izlemeyin. Film zevkinize yazık edersiniz.  Ayrı zamanlarda izleyin. Filmleri hazmedin. Yalnız izlemeyin.  Kendinizde izleyebilirsiniz de. Yanınızda, uzaylı filmlerini izlemekten hoşlanan en az bir arkadaşınızın olursa, daha iyi olur. Hem film sırasında değerlendirmelerde bulursunuz. Filmin daha çok zevki çıkar. Aranızda, “Sadece iki film mi yani?” diyenler olabilir. Evet, iki film. Önüme her gelen uzaylı filmini izlemiyorum. Bazıları çok mantıksız ve zaman kaybından başka bir şey değil.

Video kaynak: Youtube.com


Blog linki:yasamdanyazilar.blogspot.com

Niş blog olsam hangi konularda yazabilirim?

     Niş blog olarak yoluma devam etsem hangi konu üzerine yazmaya devam edebilirim.


     1-Siyaset: Ezelinden beri siyaseti izlemeyi ve üzerine konuşmayı severim. Ama şu anda siyaset üzerine yazmak ne kadar mantıklı olur bilemedim.


niş blog konuları
foto kaynak: unsplash.com


     2-Diziler: Dijital platformlardaki dizilerden bahsetmiyorum. Televizyon kanallarındaki diziler benim ilgi alanım. Ama sakın bu alanı çok çok büyük sanmayın. İzlediğim diziler kadar. Hekimoğlu ve Arka Sokaklar izlediklerim. Bu iki dizi üzerinden ne kadar yazı yazabilirim ki.


     3-Futbol: Evet, futbolu severim. Galatasaray taraftarıyım. Derin taktik analizlerim olmaz. Yüzeysel, dışarıdan görünen olayları yorumlayabilirim. O yorumlamalarımı da kaç kişi okur, bilemem.


     Galiba benim hayatım bunlardan ibaret. Ben bunları bir düşüneyim bakalım.

İzlediklerim...#19


     Aslında bugün için planladığım şeyleri gerçekleştiremedim. İnsan bir şeyi planlayıp yapamadığı zaman morali bozuluyor. Şu an benim moralimin bozulduğu gibi.

     Sözde bugün iki dizi izleyecektim. Biri, Şahsiyet. Diğeri, Fringe. Geçtiğim her akşam Şahsiyet dizisine baktım. 6’ıncı bölüme kadar geldim.

     Fringe dizisine ise her hafta bir bölüm olarak bakmayı planladım. İlk 2 bölümüne de baktım. Ama bu hafta 3’üncü bölümüne bakamadım.

     Bu hafta gece vardiyasındayım. Şahsiyet’e de bakamayacağım. Kaldı öbür haftaya.

     Yatmadan iki video izledim Youtube’dan. Biri Pena kanalından. Celal Şengör’ün konuk olduğu bölüm. Kendisinden hoşlanmasam da görüşleri enteresan.

     Diğeri video ise, Barış Özcan. Çin, uzaya yapay ay gönderecekmiş. Bunu anlatmış. Bu adamın anlatımına hastayım. Zevkle izliyorum. Araya ufak ufak mizah sıkıştırması da çok güzel.

     Yeni bir haftaya başlıyoruz. Bu hafta benim için zor geçecek. Gece vardiyasındayım. Herkese iyi haftalar.

Beyaz Show fragman olmamış...

Beyaz Show

     Beyaz Show fragman diye gördüğümde heyecanla tıklamıştım videoya. Ama bu kadar kötü bir fragman da yapılmaz ki Beyaz. Birden fazla fragman var. Kısa kısa hepsi. Ben sadece ikisine bakabildim. Çünkü diğerlerine bakma hevesi bırakmadı izlediklerim bende. Daha güzel ve daha çarpıcı bir fragman beklerdim. Bu arada tekrar canlı yayınlanacakmış. Malum olaydan sonra banttan yayınlanmaya başlamıştı. Bant yayının tadı olmuyor ya. Alışmışız bir kere canlı yayınlanmasına. Canlı yayın sırasında gelen telefonlarla ilgili nasıl bir uygulama yapacaklar acaba? Ya da hiç telefon almayacaklar. Kötü hazırlanmış olan fragmanlara rağmen yine de ekran başında olacağım. Birde yeni tiplemeler olacakmış bu sene. Bakalım o tiplemeler nasıl olmuş? Fragmanlardan biri şurada

Foto kaynak: https://www.pexels.com/photo/audience-back-view-band-blur-442540/

Karanlık enerji nedir?

     Kendimi bildim bileli uzay ve uzaylılar konusu her zaman ilgimi çekmiştir. Ne zaman televizyonda uzayla ilgili bir belgesel görsem izler, Youtube’da uzay hakkında videolar arar ve bloglardaki uzay hakkındaki yazıları okurum. Blog demişken Emre kardeşimin bloğunda sırf uzay için bir kategori var. Emre’nin uzay ve uzaylılar hakkındaki yazılarını zevkle okurum. Emre’nin bloğuna buradan bakabilirsiniz. Uzay konusuyla ilgilenenler Haktan Akdoğan’ı da tanırlar muhakkak. Ara sıra kanallarda çıkar. Onun çıktığı programlara da rast gelirsem onları da kaçırmam. Bugün kanalları gezerken Tgrt Avrupa’da uzayla ilgili bir belgesele denk geldim. Belgeselin adı: Evrende Yolculuktu. Daha önce birkaç defa denk gelmiştim bu belgesele. Ama ortam uygun değildi.

karanlık enerji, izlediklerim, hubble teleskopu, uzay
Karanlık enerji hala gizemini koruyor


                                             TELESKOPLAR VE UZAY
     Ortam uygun değil derken. Evdekiler muhakkak diziye falan bakıyorlardır. O yani. Bugün öğle saatlerinde bir şeycikler olmadığı için, rahat rahat baktım belgesele. Anladığınız gibi bu belgesel bölümlü. Bu bölümünde kara enerjiden bahsediliyordu. Ya da başka bir tanımı ile karanlık enerjiden. Belgeselde Hubble teleskobundan, bize uzay hakkında sağladığı yeni bilgilerden bahsedildi. Bunun yanı sıra, Hubble teleskobundan daha büyük ve bize uzay hakkında yeni kapılar açacak, 3 yeni teleskopdan daha bahsetti. Anladığım kadarıyla uzay hakkında yeni yeni bilgiler edinmemizde, bu teleskopların büyük bir yeri var. Yeni teleskopların nerede yapılacağını, büyüklüklerini ve maliyetlerini anlattı. Eğer bütçe sıkıntısı yaşanmazsa, bu 3 yeni teleskop da 2020’de faaliyete geçecekmiş.
                                             EVRENİ GENİŞLETEN NE?
     Karanlık enerji terimini daha önce duymuştum. Ama ne olduğunu tam olarak anlayamamıştım. İzlediğim Evrende Yolculuk belgeselinde bu sefer çok iyi kavradım. Bildiğiniz gibi evrenimiz Bing Bang, yani büyük patlamadan beri sürekli genişlemekte. Peki evren genişliyor da nasıl genişliyor? Galaksiler hem bizden uzaklaşıyorlar, hem de kendi aralarında birbirlerinden uzaklaşıyorlar. Peki bu genişlemeyi, galaksilerin hem bizden, hem de birbirlerinden uzaklaşmalarını sağlayan güç ne? İşte bu gücün adına karanlık enerji deniyor. Karanlık enerji daha tam olarak çözümlenebilmiş değil. işte bu yeni kurulacak teleskopların, karanlık enerji hakkında daha fazla bilgi elde etmemizi sağlayacakları düşünülüyor. Bende merakla bekliyorum, karanlık enerji hakkındaki yeni gelişmeleri.


Foto kaynak: https://www.flickr.com/photos/116566212@N02/14731019610/sizes/o/

Utanmazsan Unutmam şarkısını dinlemelisiniz...

     Bugün size çok yapmadığım bir şeyi yapacağım, Utanmazsan Unutmam adlı bir şarkıyı önereceğim. Bu şarkıyı ben de bilmiyordum. Sağolsun Simurg’un Kalemi sayesinde öğrendim. Dinleyip, yorumumu söylememi istedi. Ben şarkıyı çok sevdim. O yüzden sizlerinde bu şarkıdan haberdar olmasını istedim. Simurg’un Kalemi şarkıyı bana anlatırken, “Sözleri çok anlamlı” demişti. Özellikle sözlerine kulak verdim. Normalde ben bir şarkının sözlerine odaklanmam. Şarkıyı açarım. O çalar. Ben de o arada yazımı yazarım. Yazımı yazarken şarkı dikkatimi çekerse, “Güzel şarkıymış” dersem. O şarkıyı beğenmişimdir. Adamlar grubunun bu şarkısını böyle dinlemedim işte. Hiçbir şey yapmadan, yazmadan, sırf şarkıya odaklandım. Hakikaten Simurg’un Kalemi’nin dediği gibi varmış sözleri. 

adamlar grubu, izlediklerim, utanmazsan unutmam, tolga akdoğan

                                        ŞARKI ADAMLAR GRUBUNUN
     Utanmazsan Unutmam şarkısının sözlerini dinleyin. Sizin de bana hak vereceğinize inanıyorum. Bu şarkıyı söyleyen bir grup. Grubun adı: Adamlar. Ben duymadım ama Youtube’da popüler. 850 bin kişi dinlemiş. Bu hiç de azımsanacak bir rakam değil. Grubun vokali, yani şarkı söyleyen kişisi Tolga Akdoğan. Bu şarkıyı da Tolga Akdoğan yazmış. Grup, Tolga Akdoğan ile birlikte toplamda beş kişi. Tolga Akdoğan’ın kendine has bir tarzı var. Şarkıyı içinden geldiği gibi söylemesi çok güzel. Adam şarkıyı söylemiyor, yaşıyor sanki. Şarkının girişini beğendim en önce. Bir gitar çalıyor ki girişte. İnsanın ruhuna dokunuyor. Tolga Akdoğan şarkıya girer girmez, sanki şarkı yabancı bir şarkıymış gibi bir his veriyor.


                                             SÖZLERİ ETKİLEDİ BENİ
     Klibi de çok beğendim. Bu klibin çekildiğ stüdyo,  Akustikhane Grundig’e aitmiş. Stüdyo çok iyi dizayn edilmiş. Görüntü kalitesi de çok net. Şarkının toplam süresi 6 dakika. Ama inanın, 6 dakikanın nasıl geçtiğini anlamıyor insan. Gelelim o çok beğendim sözlere. Nakarat kısmındaki sözleri yazayım isterseniz. En çok onları beğendim ben.
                                  Utan, utan, utanmayan insan olur mu lan
                                  Altın bir madalyon gibi taşınmalı vicdan
                                  Tek kıvılcımdan nasıl yanarsa koca orman
                                  Unutmazlar, unutmayız, unutmam

     Utanmayan insan olur mu lan? İlk duyduğumda çarptı bu söz beni. Utanıyor muyuz peki artık? Ya diğer bir söze ne demeli. Altın bir madalyon gibi taşınmalı vicdan. İnsanoğlu olarak vicdanı, bir altın gibi değerli görmek. Artık vicdanımızı da kaybediyoruz ya yavaş yavaş. Tolga Akdoğan’ın o ilk dizedeki, “Utan, utan,utanmayan insan olur mu lan?” sözünü söylerken, lan kelimesini uzatması da, ayrı bir hoşluk katmış şarkıya. Şarkıyı dinleyin bakalım. Sizler beğenecek misiniz Utanmazsan Unutmam şarkısını?

Video kaynak: Youtube

Blog linki:yasamdanyazilar.blogspot.com


  

Hayat Öpücüğü filminiz izledim...

  Bugün Pazar ya. Bugün evdeyiz ya. Güzel bir kahvaltının üstüne şöyle güzel bir film izleyelim dedik. Aslında düşüncemiz Cem Yılmaz’ın oynadığı İftarlık Gazoz filmini izlemekti. Ama onu izleyemedik. Başka izleyecek bir film aramaya başladık. Oda Ali Sunal Ve Hatice Şendil’in başrollerinde oynadığı Hayat Öpücüğü filmi oldu. Bu flmin vizyona çıktığı tarihi hatırlıyorum. Fragmanlarını da izlemiştim. Şimdi, “İyi ki Cem Yılmaz’ın filmini izleyemedik de bu filmi izlemişim” diyorum. Metin, hastalık hastası bir adamdır. O kadar ki, evi bile bir özel hastanenin hemen yanındadır. Hastanede onu tanımayan yoktur. En ufak şeyde soluğu hastanede aldığı için. Son dönemde bu titiz adamlar dizi ve sinemada çokça yer almaya başladı. 
Hayat Öpücüğü filmi, izlediklerim, Ali Sunal, Hatice Şendil
Güzel bir pazar için iyi seçenek olabilir
                     BİLİNDİK BİR HİKAYE ANLATIYORLAR AMA…
     Mesela dizi olarak Galip Derviş vardı. Şimdi de bu. Hayat ise, hastalığı nedeniyle o hastanede yatmaktadır. Metin ve Hayat çeşitli vesilerle devamlı karşı karşıya gelmeye başlarlar. Tabi bu karşılaşmaların hepsi de eğlenceli. Gülümsemenize yol açıyor. İşte hikaye böyle başlıyor. Filmi izledikten sonra sizde göreceksiniz ki. Hikaye çok bilindik bir hikaye. Ama her zaman söylemiş olduğum bir şey vardır. Hikaye ne kadar bilindik olursa olsun. Önemli olan hikayeyi nasıl anlattığındır. Hayat Öpücüğü filmi bu bilindik hikayeyi izlenebilir şekilde anlatmış. Hikayenin çok bilindik olduğunu biliyorsunuz. Ama yine de izlettiriyor kendini. Haftasonu için film izleyecek olanlar varsa, tavsiyemdir.
                             AKLA GELMEYECEK İKİ İSİM, YANYANA
     Bu filmin ilk fragmanını gördüğüm zamanda, bu ikiliyi garipsemiştim. Hiç, bir araya gelmeyecek bir ikiliyi, Ali Sunal Ve Hatice Şendil’i bir araya getirmişler. Ali Sunal komedi adamı. Hatice Şendil ise tam tersi dram dizilerinin kadını. İki ayrı uçtan seçim yapılmasına rağmen, işi kotardıklarını söyleyebilirim. Ali Sunal’ı severim. Bir zamanlar sadece Kemal Sunal’ın oğlu olarak tanınırken, şimdilerde kendisi bir şeyler yapmış, kendini kabul ettirmiş bir oyuncu artık. Hatice Şendil’i nedense pek beğenmiyorum. Ama filmde izlediğim kadarıyla hayat dolu bir kadını iyi canlandırmış. Gelelim son sözlerimize. Eğer bu filme vizyondayken gitseydim. İnanın, verdiğim paraya acımazdım. Film süresince beni gülümsetti, eğlendirdi ve bir kez daha aşkın güzelliğini bana gösterdi. Kısacası, Hayat Öpücüğü sayesinde güzel birkaç saat geçirdim. Film ile ilgili ayrıntılara da buradan ulaşabilirsiniz.



Erdal Demirkıran sözleri bize neyi anlatıyor?

     Geçenlerde izlediğim bir videodaki Erdal Demirkıran sözleri beni düşündürdü. Bilmiyorum, hiç Erdal Demirkıran ismini duydunuz mu? Duymadıysanız buraya tıklayın. Ya da Erdal Demirkıran’ı sever misiniz? Ben şahsen seviyorum kendisini. Konuşmalarını zevkle takip ediyorum. Bu adam sadece anlatmıyor. Anlattıklarını da yaşıyor. Bana çok inandırıcı geliyor. Eğer daha önce hiç Erdal Demirkıran izlememiş olan varsa, bu yazıyı okuyanlarınız arasında. İlk fırsatta Google’a Erdal Demirkıran yazıp aratın ve harhangi bir videosunu izleyin. Hatta şunu da yapabilirsiniz. Yazıyı daha da iyi yorumlamak için. Yazıyı okumayı burada bırakın. Hemen Google’dan bir Erdal Demirkıran videosu açıp, izleyin. Kendisini biraz tanıyın. Sonra tekrar bu yazıya gelin. Eminim tanıdığınız biri üzerine yazılan bir yazıyı okumak, hiç tanımadığınız biri üzerine yazılan bir yazıyı okumaktan daha iyidir.

Erdal Demirkıran, Erdal Demirkıran sözleri, izlediklerim


                                          KUMANDA KAPAĞI ÖRNEĞİ
     Duyduğumda beni etkileyen Erdal Demirkıran sözleri neydi peki? İzlediğim videoda öncelikle Erdal Demirkıran biz Türk’lerin öne çıkan özelliklerinden bahsetti. Verdiği örnekler pratik düşünmemiz üzerine idi. Hatta bir kumanda örneği vardı ki. Benim en çok hoşuma gidenlerden bir tanesiydi. Yurt dışında bir evde, bir adam, kumandanın kapağı kırıldığı için, kumandanın pillerine, elleriyle yuvalarına bastırarak kumandayı kullanıyormuş. Bunu gören Erdal Demirkıran, “Ya böyle yapacağına pilleri bantlasana” demiş. Bunun üzerine adam Erdal Demirkıran’a bakmış, “Sen bir dahisin” demiş :) Daha bunun gibi çok komik olaylar anlatıyor kendisi.
                            DAHİYİZ. PEKİ NİYE GERİ KALDIK O ZAMAN?
     Bu örneği ve bunun gibi birkaç örneği anlattıktan sonra spiker sordu, “Peki bu kadar zekiyiz de. Neden ülke olarak gerideyiz?”. Bu soruyu soran spikere, “Helal olsun sana. Tam aklımdaki soruydu” dedim içimden. Bu soruya şöyle yanıt verdi, “Diyelim bir yere bir sekreter alınacak. Gelen sekretere diyorlar ki, ‘Arada çay yapar mısın?’, ‘Tabi yaparım’ diyor kız. ‘Gün içinde bi şuraların tozunu alır mısın peki?’, ‘Tabi, tabi yaparım’ diyor kız. Onu yapar mısın? Yaparım. Bunu yapar mısın? Yaparım. Ama Avrupa’lı öyle mi? (Tam bu noktada elindeki kalemi alıyor ve masaya vurmaya başlıyor) Mesela senin görevin bu kalemi buraya vurmak. Başka bir görevin yok. İlerleyen zamanla beraber ne oluyor? Adam o işin profesyoneli, en iyi yapanı oluyor. İşte biz bu noktada yanlış yapıyoruz” dedi. Dinlediğim bu Erdal Demirkıran sözleri bence çok doğru bir teşhisti.

Foto kaynak:www.samsunkenthaber.com

Blog linki:yasamdanyazilar.blogspot.com

Kuzey Kore sınırına gittim-izlediklerim #20


Yeni takip etmeye başladığım Youtube kanallarından Emre Durmuş’un, Kuzey Kore Sınırına Gittim videosunu izledim. Bu kanalı yeni takip etmeye başladım ama çok beğendim. Favori kanallarımdan biri haline geldi. Bu bölümde Güney Kore ile Kuzey Kore’yi birbirinden ayıran DMZ bölgesine gidiyor. Keyifli seyirler.

Vatanım Sensin dizisi neden izlenmeli?

     Vatanım Sensin dizisine bakıyor musunuz? İlk başta bu dizi için pek de hoş duygular beslediğimi söyleyemem. Ama önyargımı bir kenara bırakıp izledikçe ne kadar güzel bir iş yapıldığını görmüş oldum. Vatan sevgisini öyle güzel anlatıyor ki. Hele müziği. O müzikle beraber o vatan sevgisini anlatan sahneler yok mu? İnsanın tüylerini diken diken ediyor. Halit Ergenç’ten pek hoşlanmam. Ama ondan hoşlanmamam, onun ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu söylememe engel değil. Adam harika oynuyor. Hele bu akşamki bir dua sahnesi vardı ki. Muhafazakar kesim pek sevmez Halit Ergenç’i. Ama bu diziyle beraber ona karşı bir sempati oluşabilir. Hele bu akşam ki dua sahnesinden sonra. “Eğer sizin de benim gibi bu diziye bir önyargınız varsa, hemen onu bir kenara bırakın ve hemen ilk bölümünden itibaren izlemeye başlayın” derim.

vatanım sensin, halit ergenç, vatan sevgisi, izlediklerim

Foto kaynak: https://www.pexels.com/photo/camera-photo-lens-video-29737/

Hepimizin hayali, Mandıra Filozofu gibi olmak...


     Bu akşam kanal D’de yine Mandıra Filozofu filmi vardı. Sağ olsun kanal D, neredeyse ayda bir yayınlıyor. Serinin ikinci filmi pek sevilmedi galiba. Bir defa denk geldim yayınlanırken. Hiç izlemedim. Televizyonda izlenecek doğru dürüst bir şey de yoktu. Bizde tekrar ve tekrar onu izledik. Kendini işe güce vermiş ve paranın her şeyi çözebileceğini sanan iş adamının duyduklarıyla adeta beyninden vurulmuşa dönmesi her seferinde derinden etkiliyor beni.


 Hayalimdeki yaşam filmdeki. Bir röportajında dinlemiştim. Filmde Mustafa Ali’yi oynayan Müfit Can Saçıntı’dan. Herkesin mutluluğu filmdeki gibi anlamasından şikayetçi. Ama biz millet olarak böyleyiz. Bize göre mutluluk; Her şeyi satıp savıp bir köye yerleşmek. Çiftçilik ya da hayvancılık yapıp geçinmek.

İzlediklerim kategorisindeki diğer yazılarım için buraya tıklayabilirsiniz.

Video kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=TQGnIjsybSs


İzlediklerim #18- Barış Özcan- 23 Nisan'da sihirli bir kalem diliyorum


Barış Özcan’dan yine harika bir video. Farklı bir 23 Nisan videosu olmuş. Bir çocuk nasıl isterse diğer çocukların kaderini değiştirebilir, onu anlatmış. Hele videonun sonlarına doğru tüylerim diken diken oldu. Muhakkak ve muhakkak izleyin.


Video kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=6oUUkdGMYDs


Mehmetçik emanet reklamı duygulandırıyor...


Mehmetçik emanet reklamı, Mehmetçik Vakfı, izlediklerim

   Mehmetçik Vakfı'nın hazırlatmış olduğu emanet reklamını izlediniz mi? Ben ilk kez izlediğimde o kadar etkilendim ki. "İşte böyle anlatılır" dedim. "Olurda dönemezsem" diyor Mehmetçik. Hemen eşi atılıyor ordan, "O nasıl söz?" diyerek. Tekrar ediyor, "Olurda dönemezsem çocuğumuz önce Allah'a sonra" diyor hamile eşinin karnını tutarak. Tam bu sırada yaşlı bir amca kalkıyor ordan, "Bana emanet" diyor. Sonra bir kadın, sonra bir üniversite öğrenci grubu. Sonra yaşlı amcaların olusturduğu bir grup. Hepsi sırayla, "Bana emanet" ve "Bize emanet" diyorlar. Sonra Mehmetçik trenin kapısından, "Vatan da bana emanet" diyor. Ve sonra eşi ve tüm halk el sallıyor Metmetçiğin arkasından. İnsanı duygulandıran ve gözlerini nemlendiren bir reklam filmi olmuş emanet. Bu reklam filmini hazırlatan Mehmetçik Vakfına ve reklamı hazırlayan herkese teşekkürler. Şimdi o reklamı koyuyorum. İzlemeyenlerin izlemesi, izleyenlerin o güzel duyguları tekrar yaşaması için. Reklamı buradan izleyebilirsiniz. 

Foto kaynak: www.istasy10.net