Barış Özcan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Barış Özcan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Barış Özcan'da da içerik sıkıntısı baş göstermiş...


     Barış Özcan son videosunun başlığını rastgele sorular olarak koymuş. Bende Youtube’la ilgili ve başarı üzerine sorular falan sandım. Meğer öyle değilmiş. Herhangi bir alandan soru ve cevapları. Yorulduğumuzda neden gözlerimizi ovuştururuz gibi. 20 tane soru var. Bence soru sayısı çok fazla. 10 makul bir soru adedi olabilir. Bazı sorulara çok kısa cevap verip geçmiş. Soru sayısını azaltıp cevap süresini uzatırsa daha iyi olabilir. 


     Barış Abi böyle videolar yapmazdı. Bunun nedeni olarak içerik bulamaması olarak düşünüyorum. Elbette içeriği vardır. Fakat araştırması bitmemiş olabilir. Bu hafta da boş geçmesin diye bu videoyu yapmış olabilir. Biz, onun izleyicileri olarak bu tarza alışık değiliz. Gelecek hafta normal tarzda videosunu bekliyorum açıkçası.

Video kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=JmMBZruthxQ


Barış Özcan'a göre Aya gerçekten gidildi mi?


Barış Özcan

     Barış Özcan gelecek hafta kanalında Aya gidiş ile ilgili bir video yayınlayacağını duyurdu. Bunca yıl oldu. Hala aslında aya gidilmediğine yönelik bir takım iddialar var. İşte bu iddiaları ele alacak videosunda. Barış Özcan gibi uzay üzerine çok meraklı ve uzay yayınlarıyla tanınan birinin bu konuyla ilgili ne söyleyeceğini gerçekten merak ediyorum. Şimdiden hemen Pazar gelse de şu videoyu izlesek diyorum. Videonun yayın tarihi ise: 21 Temmuz Pazar 2019, sabah 09:00’da yayında olacak.

Foto kaynak: https://unsplash.com/photos/4zxSWESyZio


Barış Özcan, felsefeyi okuyup anlamak isteyenler için hangi kitabı önerdi?


     Barış Özcan’dan devamlı talep edilen şeylerden biri, kitap tavsiyeleri. Oda ara ara kendince okunması gereken kitapları paylaşıyor videolarında. Önerdiği son kitaplardan birisi de Sofie’nin Dünyası kitabı. Felsefeye ilgi duyanların ve yeni başlayacak olanların okuması gereken bir kitap olarak bahsediyor kitaptan. Üstelik herkesin anlayacağı basitlikte. 

Barış Özcan

     Felsefe kitapları deyince genelde insanların gözü korkar. Anlaşılması güç ifadeler ve sıkıcılık vaat eder sanki bu kitaplar. Ama bu kitap için öyle bir sorun olmadığını, kitabı bir ortaokul öğrencisinin de, bir üniversite öğrencisinin de alıp rahatlıkla okuyabileceğini söylüyor. Kitabın yazarı, Jostein Gaarder. 591 sayfalık kalın bir kitaptan bahsediyoruz. Kitap Yurdu’nda şu an itibariyle 25 lira satış fiyatı var.

Foto kaynak: https://unsplash.com/photos/mIESPbiPwkI


Kara deliklerle geçen bir gün...


     İki-üç gündür Barış Özcan’ın kara delik ile ilgili canlı yayın videosunu bitirmeye çalışıyorum. Çarşamba günü Türkiye saati ile 16:00’da başlamıştı toplantı. İşte Barış Özcan o toplantıyı canlı yayınladı. Ve konuşulanları bize tercüme etti. O saatte işte olduğum için izleyememiştim. İşte o canlı yayın videosunu izliyorum kaç gündür. 

     1 saatlik video olunca hemen bitmiyor. Sonunda bitirdim. Ara ara videoyu duraklatıp Yıldızlararası filminin sahnelerini izledim. O filmde kara deliğin içine giriyorlar. Benim için efsane bir filmdir. Yarım saatte onun kısa kısa sahnelerini izledim Youtube’da. Anlayacağınız kara deliklerle dolu bir gün geçirdim.

kara delik

NASIL DA ESKİMEYEN SKEÇLER YAPMIŞ LEVENT KIRCA…
     Facebook’ta Levent Kırca’nın efsane olmuş Olacak O Kadar programının skeçlerine denk geldim. İzlemeye bir başladım. Peş peşe üç tane izledim. O skeçler kaç yıllar önce çekilmiş. Ama inanın hala hiçbir şey değişmemiş. Tıpkı Kemal Sunal filmleri gibi. Yıllar geçse de eskimeyecek eserler koymuşlar ortaya. Farkındayım son yıllarında Levent Kırca iyice siyasetçi olup çıkmıştı. 

     Siyasetçi Levent Kırca’yı da pek sevmemiştim açıkçası. Ama Sezar’ın hakkı Sezar’a. Siyaset ve siyasetçiyi mizah ile o kadar güzel eleştirirdi ki. Halkın içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik durumu tüm çıplaklığıyla ortaya koyardı. İşte o ortaya koyduğu gerçekler hala değişmemiş. Ve hala o skeçler bilmem ne kadar izleniyor sosyal medyada.

BİR AY HERKESTEN UZAK OLSAM…
     Tatil günlerimi genelde evde geçiririm. Takip ettiğim blogları okur, blog yazılarımı yazar ve yine Youtube’da takip ettiğim kanalların videolarını izlerim. Okumaya başladığım bir kitap varsa da onu okumaya devam ederim. Fark ettim ki bu tatil günleri bana çok iyi geliyor. Hayat koşturmasından o kadar yorulmuşum ki.

     Dinlendiğimi hissediyorum. Ama bu kısacık tatil günleri bana yetmiyor. Bana şöyle bir ay falan lazım. Sabahtan akşama blog yazılarını okumak için. Youtube kanalları arasında sörf yapmam için. Kitap okumam için. Ne zaman ki bu durumdan sıkılmaya başlarım. İşte o zaman bu tatilin bitme zamanı gelmiş demektir benim için.

Foto kaynak: https://www.pexels.com/search/%20black%20hole/


Efsunvari blog 1 yaşında...


     Sevgili Efsunvari blog 1 yaşını tamamlamış. Kendisini çoğunuzun tanıdığını düşünüyorum. Eğer kendisinden hiç haberiniz yok ise şuradan bloğuna bir göz atabilirsiniz. 

     Bloğunda bununla ilgili yazısını görünce çok mutlu oldum. Kendisi buralarda olmayı hak eden bir Blogger. Kalemi kuvvetlidir. İyi yazar. Haftada en azından bir defa yazı girer. Bazı zaman bir hafta hiç yazı girmez. Bir girdi mi de 4-5 yazı birden girer. 

     Ayda yılda bir güncellenen bir blog değil yani. Gönül rahatlığıyla takip edebilirsiniz. Belli bir zaman aralığında da olsa bir blog güncellenmeli. 

     Eğer ne zaman güncelleneceği belli değilse takip etmek gelmiyor içimden. Gerçi takip ediyorum. Ama devamlı takip ettiğim blog okuma listeme almıyorum. Bu konuyla ilgili bir yazı yazmıştım. Onu da okumak isterseniz buradan okuyabilirsiniz. 

     Efsunvari ile daha yıllar boyu omuz omuza bu blog aleminde yol alacağımızı düşünüyorum. Çünkü o yazmayı seviyor. Yazmayı seven biri bloğu bırakmaz. Ancak çok istisnai bir durum olursa bırakır. Tabi ki böyle bir şey olmasın. 

     Blog dostluğumuz yıllarca devam etsin. Nice yıllara Efsunvari blog. İyi ki blog dünyasına adımını attın. O arkadaşına tekrar teşekkür et bence. Hani sana, “Gel blog açalım” diyen.

kişisel blog

İLK DEFA BİR KARA DELİĞİN FOTOĞRAFI MI PAYLAŞILACAK?
     Bu bilgiyi Barış Özcan abimden öğrendim. Kendisi normalde her pazar yeni video yayınlar. Ama ara ara perşembe günleri de duruma göre video atar. Bu sefer perşembeyi beklemeden çarşamba gününden paylaşmış. İçi içine sığmamıştır. 

     Uzay severler olarak bu tip haberler bizim için çok önemlidir. Kara delikler benim çok merak ettiğim bir konu. İçinde ne var sorusu mesela aklımı kurcalar durur. Bunu bilim hala bulamadı. Ama çalışmalar devam ediyor. 

     Barış Özcan’ın videosundan öğrendiğim bir başka bilgi de şu ana kadar gördüğümüz kara delik fotoğrafları gerçek değilmiş. Teoriden yola çıkılarak yapılan simülasyonlarmış. İşte gelecek hafta 10 Nisan’da gerçek bir kara delik fotoğrafının dünya ile paylaşılacağını düşünüyor Barış Abi. Bu çok heyecan verici. O günü şimdiden iple çekmeye başladım.

Foto kaynak: https://www.pexels.com/photo/blank-business-close-up-composition-261571/

"Günü birlik, Van'a kahvaltı etmeye gidip gelelim mi?"


     Çalan telefonla uyanıyorsunuz. Telefondaki arkadaşınız, “Kahvaltıyı Van’da yapmaya ne dersin? Günü birlik. Kahvaltıyı yapıp geri geleceğiz” dese. Bugün izlediğim videoda bu soruya, “Evet” yanıtını veriyordu çocuk. Youtuber Emre Durmuş’un Van kahvaltısı videosunda aynen böyle yaşanıyor bu olay. Uçakla hopp, Van’dalar. O meşhur Van kahvaltısını yaptı arkadaşlarıyla. 

     Ama bu zamana kadar Van’a gidip kahvaltı yapmamasını yadırgadım. Sen ki dünyayı geziyorsun Emre. Ama bu zamana kadar ülkende dillere destan olmuş bir kahvaltıyı çok daha önce yapman lazımdı. Sonra Van Akdamar Adasına gittiler. Dönüşte de trenle döneceklermiş. Güzel bir video olmuş. Pazar pazar güzel dakikalar geçirmeme sebep oldu.

Van kahvaltısı

KİTAP OKUMAKTAN SIKILIYORUM BU ARALAR…
     Uzun zamandan beri kitap okumuyordum. Ahmet Batman’ın Korkma Kalbim kitabıyla tekrar sahalara döndüm. Sonra Sabahattin Ali’nin İçimizdeki Şeytan kitabını okumaya başladım. 300 sayfalık bir kitap. Ben daha 100’lerdeyim. Bir türlü gitmiyor kitap. 

     Hemen sıkılıyorum. Konusu beni sarmadı desem oda değil. Sevdiğim tarz konulardan biri. Sevdiğim tarz konusu olsa da yazım tekniği mi bana uymuyor? Oda uyuyor gibi. Ben anlamadım ya.

YAZI YAZARKEN KLASİK MÜZİK DİNLEMEK…
     Bunu şimdiye kadar nasıl akıl edememişim. Şu anda yazdığım bu yazıya başlamak kolay olmadı. Bir türlü kafamı toparlayamadım. Müzik dinleyerek yazıya yoğunlaşmam gerekiyordu. Ama radyo dinleyerek yapmak istemedim bu sefer. Hep aynı şarkılar. Oda sıktı.

     Yazı yazarken dinlenecek müzikler diye arattım Google’dan. Birkaç şarkı sonra klasik müzikler çıktı önerilenlerde. “Bari yazarken onları dinleyeyim” dedim. Memnun kaldım. Bundan sonra yazı yazarken dinleyeceğim müzik türleri arasında klasik müzik de yerini aldı.

 HER PAZAR BARIŞ ÖZCAN VİDEOSUNUN SAAT 09:00’DA YAYINDA OLACAĞINI BİLMEK…
     İnstagram’dan hikayelere bakarken Barış Özcan’ın oğluyla konsoldan futbol oynarken ki görüntülerini gördüm. “Yapma ya. Bu hafta video yok mu?” dedim. Çünkü bugün pazar ve koyacağı hikayeye videosunu koyardı. Hemen Youtube kanalına gittim. Yeni video çoktan yayındaydı bile. 200 bin falan da izlenmiş. Moralim yerine geldi.  Keyifle izledim. 

     İnsan takip ettiği yazarların, Youtuberların alıştığı zamanda yeni yayınlarını görmenin mutluluğunu yaşıyor. Ben biliyorum ki her pazar sabah 09:00’da Barış Özcan yeni videosunu koyar. Pazar günü yapılacaklar listemde yer alır Barış Abinin yeni videosunu izlemek. Şimdi listeye almışken yeni video koymadığını görmek hayal kırıklığı yani. Bu arada hikayedeki oğluyla maç yaparkenki görüntüleri yine bu haftanın videosu ile ilgiliymiş.

Foto kaynak: https://www.pexels.com/photo/group-of-people-sitting-on-ground-while-cooking-egg-1376960/