Powered By Blogger

9 Mart 2016 Çarşamba

Kitabı okumaya başlamadan önce neler yapıyorum?

      Ben bir kitabı okumaya hemen öyle pat diye başlamam. Peki ben ne yaparım? Öncelikle kitaba alışmam lazım. Okuma koltuğuma geçerim. Kitabı öncelikle evirir çevirir, orasına burasına bakarım. Önsözü var mı? Ya da yazar hakkında kısa bir özgeçmiş anlatılıyor mu? Bu tip yazılar olursa bir okur olarak sevinirim. Çünkü bu tür yazılar beni kitaba ısındırır. Okumaya hazırlar. Bunun dışında yabancı bir kitapsa Türkçe'ye kim çevirmiş? Ya da Türkçe bir kitapsa yeniden düzenleyen, yayına hazırlayan veya sadeleştiren var mı? Onun hakkında da kitabın başında kısa bir özgeçmişe yer verilmiş mi? Ondan sonra elimdeki kitabın kaçıncı basımı? Basım yapılan yıllar ve o yıllarda ne kadar basıldığı?

      ARKA KAPAK KİTABIN FRAGMANI
                             GİBİDİR
     Kitabın bir de son sayfasına bakarım. Kaç sayfa diye, bir. Kitap hakkında ekstra bilgi var mı diye, iki. Bunu da bitirdikten sonra sıra gelir kapaklara. Önce arka kapağa bakarım. Kitap hakkında ne yazıyor diye. O arka kapaktaki bir kaç paragraftan oluşan yazı, adeta kitabın fragmanı gibidir. O okuduğum bir kaç satırdan tat alabilir miyim diye okurum. Hem de kitap hakkında ipuçları yakalamaya çalışırım. Bir de başka yazarların ya da tanınmış kişilerin, kitap hakkında söyledikleri olur kitabın arka kapağında. Onları da büyük bir heyecan ile okurum. O tür yorumları da kendime göre bir okuma stratejim vardır. Önce tanıdığım ve sevdiğim kişiler var mi yorum yapanlar arasında, hemen ona göz atarım.
      ÖN KAPAK FOTOĞRAFI ÜZERİNE
          DEĞERLENDİRME YAPARIM
       Baktım ki var. Tanıdıklarımdan, tanımadıklarıma doğru sırayla okumaya başlarım. Bu yorumları da okuduktan sonra gelirim kitabın ön kapağına. Kitabın konusu ve kitabın adı ile uyum içimde mi kapak, ona bakarım. Değerlendiririm kendimce. İçini açar kitap fotografının kimin olduğuna bakarım. Daha önce ismini duydum mu? Ya da çok ünlü biri mi? Mesela Ara Güler gibi. En son bu üçünün doğrultusunda kitap fotografı doğru seçilmiş mi, seçilmemiş mi onu tartışırım kendi içimde. Bir kaç dakika bunun üzerinde kafa yorarım. Bu değerlendirme de bittiğine göre geriye kalır tek işlem. Herhangi bir sayfa açarım. O harika kitap kokusunu içime çekerim. Kitabın o kokusunu içine çekmeden olur mu? Bir sayfa daha açarım. Yazı şekline ve yaprağına bakarım. İnce mi, kalın mı diye? Tüm bunlardan sonra artık iştahlı bir şekilde okumaya hazırımdır.

Foto kaynak : pixabay.com

Blog linki : yasamdanyazilar.blogspot.com
     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder