Powered By Blogger

15 Kasım 2014 Cumartesi

Osmanlı Devleti'nde ekonomik hayat...(1)

        Osmanlı’da ekonominin ana damarı tarımdı. Bu nedenle mahsul alınan toprak her yönden en iyi şekilde değerlendirilmeliydi. Üretime katılmamış bir toprak parçası kalmaması için titiz bir çalışma yürütülüyordu. Bunun yanında toprağın üretime katılmasıyla süreç bitmiyordu. Bir de o toprağın iyi işlenmesi, topraktan en iyi şekilde verim alınması gerekiyordu. Toprağın iyi işlenmesi daha fazla mahsul ve doğal olarak daha fazla vergi demekti. Fazladan vergilendirme yapılmaması içinde çıkan mahsulün net olarak tespit edilmesi sağlanırdı. Zincir bu şekilde birbirine bağlanmıştı.

         Osmanlı’da ekonomik dünyada tek şey amaçlanmıştı. Halkın kimseye muhtaç olmadan yaşaması. Bu nedenle üretim yapılırken dikkat edilen şey ne kadar ihtiyaç olduğuydu. İhtiyaca göre üretim dengesi gözetiliyordu. Eksik üretim gibi bir durum söz konusu olduğu durumlarda ise ithalat yapılıyordu. Osmanlı Devleti’nin ekonomi politikası argo deyimle kendi yağıyla kavrulmaydı.18.yüzyıla kadar kendi yağıyla kavruldu. Hiç bir ülkeye muhtaç olmadan bir ekonomik yaşam sürdürdü.

Osmanlı Devletinde ekonomik hayat
foto kaynak: unsplash.com

         Ancak 18.yüzyılla beraber Osmanlı ekonomisi sinyaller vermeye başladı. Coğrafi keşifler en büyük darbeyi Osmanlı Devleti’ne vurdu. Yeni ticaret yolları Osmanlı’dan geçen ticaret yollarını önemsiz kıldı. Bu da yetmezmiş gibi bir de Osmanlı Devleti yeni ticaret yollarının çok uzağında bir yerde kalmıştı. Dış ticaret artık Osmanlı’nın elinde değildi. Bunların dışında bir de evvelden beri devam eden kapitülasyonlar meselesi vardı. 

          O da ekonomiye bir gedik açmıştı. Ve bu gedik gün geçtikçe ekonomiye daha fazla kan kaybettiriyordu. Ekonominin kontrolünün Osmanlı’dan Avrupa’ya geçmesi doğal olarak Osmanlı’nın Avrupa ile olan ilişkilerini sıklaştırmasını gerekli kıldı. Ekonomide Osmanlı’nın gardının düşmesini Avrupalı devletler fırsat bilmişti. Sadece belirli ülkeler için geçerli olan kapitülasyonlar Avrupalıların siyasi kulisleri sayesinde artık tüm Avrupa'yı kapsıyordu.

           Avrupa’daki sanayi inkilabı Osmanlı ekonomisinin sarsılmasına neden oldu. Sanayi inkilabının somut örnekleri iç pazarda kendini göstermeye başladı. Osmanlı’da yerli sanayi bitti. El tezgahları dönemi son buldu. Atölyeler ise bir bir kapandı. Bir zamanların kendi kendine yeten ülkesi Osmanlı artık kendini geçindiremiyordu. Osmanlı her ne kadar istemese de bir zaman sonra Avrupa’ya bağımlı hale gelmekten başka çaresi kalmamıştı. Avrupa bunu da fırsat bilmişti. Her zamanki gibi. Artık Osmanlı’da Avrupa’nın açık pazarlarından biri haline getirildi.

           Yazımızın başında da belirttiğim gibi Osmanlı’da ekonominin lokomotifi tarımdı. Tarım sahasında topraklar en verimli olanlarına göre bölümlendirilmişti. En iyi topraklar miri toprak olarak isimlendiriliyordu. Miri topraklar devletin elinde olurdu. Devlet topraklarının bakımını, işlenmesini, ürünün kaldırılmasını halkına bırakmıştı. Her aileye toprak paylaşımı yapıyordu. Toprak paylaşımı yaparken dikkat ettiği nokta ise o ailenin o topraktan geçimini sağlaması kriteriydi. Az önce miri toprak diyerek toprağın isimlendirilmesi hakkında bir parça da olsa bilgi vermiştik. Daha sonra bu konudan Osmanlı ekonomisini anlatmaya devam edeceğiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder