Powered By Blogger

2 Temmuz 2016 Cumartesi

Yazarken kalem, kağıt ya da klavye seçmenin önemi...

     İnsanın canı her zaman yazı yazmak istemiyor. Ama yine de oturuyorsun defterin ya da bilgisayarın başına. “Yazmam lazım” diyorsun blog için. Eline kalemi alıyorsun yazmaya başlıyorsun. Aaah yazmak gelmiyor içimden. Çünkü kalem eline oturmuyor. Rahat hissetmiyorsun kendini. Ucu istediğin gibi olmuyor. İstediğin güzellikte yazamıyorsun. Adeta kalem görevinden başka bir şey için üretilmiş: Sana yazdırmamak. Zaten yazma hevesin yoktu. Bir de doğru kalem seçememen nedeniyle tüm hevesin kaçıyor. Bir yerde bir yazı okumuştum. “Doğru kalem” falan seçin diyordu. “Bu adam ne demek istiyor? Ne alakası var?” demiştim. Ama o olaydan sonra adama hak verdim. Yazı yazacağın kalem çok önemli.
                                          KALEMİNİZİ NEYE GÖRE SEÇİYORSUNUZ?
     Yazı araç-gerecin senin zevkine uygun olmalı. Hani sevdiğimiz kalemler vardır. Diğer kalemlere göre o kalemleri daha çok severiz. Kimimiz rengini, kimimiz şeklini, kimimiz de yazarken bize sağladığı rahatlık nedeniyle severiz. Herkesin kalemde aradığı rahatlık başkadır tabi. Benim aradığım rahatlık yazının başından beridir anlatmaya çalıştığım gibi: Yazarken beni zorlamaması. Beni daha da yazmam için teşvik etmesi. Peki bir kalem yazarken sizi nasıl teşvik eder? Tükenmez kalemim bitmişti geçenlerde. Başka bir kalem almak durumunda kaldım. Yine aynı tip kalemdi. Ama yazmaya bir başladım. Kalem yazmıyor sanki akıyor, sanki kayıyor. Tıpkı bir yağ gibi. Sanki kalemin ucuna yağ sürmüşler gibi. Yazdıkça yazasım geldi.

                                                   YAZDIKÇA YAZDIRAN KALEM
     “Bu harika bir şey” dedim kendi kendime. O an aklıma yazacak bir şey gelmese bile, sadece o zevki yaşamak için gazetedeki herhangi bir haberi yazardım. O kadar yazmaya teşvik etti beni. İşte böyle bir tecrübe yaşadıktan sonra yanında bulunduracağın kalemin ne kadar önemli olduğunu anlamış oldum. Şimdi yazarken o kalemimle yazıyorum. Ve yazmaktan büyük bir zevk alıyorum. Sizin kalemlerle ilgili bu zamana kadar böyle tecrübeleriniz oldu mu? Olduysa bizimle paylaşmaya ne dersiniz? Gelelim bilgisayara. Bilgisayarda da aynı durum geçerli benim için. “Nasıl yani?” dediğinizi duyar gibiyim. Şöyle ki: Bilgisayardaki klavye çok önem kazanıyor bu aşamada. Akıllı telefonlar yokken, internet bu kadar yaygın değilken ne yapıyorduk?
                                                       KLAVYENİN YAZMAYA ETKİSİ
     İnternet kafelere gidiyorduk. Ve her gittiğimizde de farklı farklı bilgisayarlara oturuyorduk. Ve her farklı bilgisayar farklı bir klavye demekti. Bazı klavyeler kullanım kolaylığı vermiyordu size. Bazıları sertti, bazıları klavyeye çok yakındı. Bastığında bastın mı yoksa basmadın mı tam olarak belli olmuyordu. Ama bazı klavyelerde vardı ki. Tuşlara bastıkça basacağınız geliyordu. Oda sizi yazarken teşvik ediyordu. Tuşlara bastıkça içinizden bir ses sanki, “Bir daha, bir daha” der gibi oluyordu. Biz arkadaşımla ara sıra bilgisayar satan mağazalara gideriz. Benim bilgisayarda baktığım en başta şeylerden biri klavyenin tuş kullanım kolaylığı ve rahatlığı. Bir iki kez tuşlara basmayla o klavyede rahat çalışıp çalışamayacağımı hemen anlarım.
   
 
                                                        CANIM KLAVYEM BENİM
      Şu anda bu yazıyı yazdığım laptop bilgisayarı mağazadan almadım. Dolayısıyla klavyesini kontrol etme gibi bir şansım olmadı. Bu bilgisayarı bir siteden sipariş ettim. Mağaza fiyatına göre daha uygundu. Ama ya sevmediğim tarzda bir klavye tipi gelirse diye endişe etmedim değil. Ama şanslıymışım ki böyle bir şey olmadı. Klavyem sevdiğim tip çıktı. Şimdi yazarken sıkıntı çekmiyorum. Bilgisayarın başına yazı yazacağım zaman gönül rahatlığıyla oturuyorum. Çünkü yazmak istemesem bile ya da yazacak konu bulamasam bile bana yardımcı olacak bir klavyem var. Az önce kalem için sorduğum soruyu şimdi de isterseniz klavyeler için sorayım. Klavye ile ilgili bu şekilde yaşadığınız bir olay oldu mu?
                                            DEFTERE YAZMA İHTİYACI HİSSETMEK
     Ya da siz böyle şeylere dikkat etmez misiniz? “Benim yeter ki yazacak konum olsun. Gerisi boş” mu dersiniz? Gelelim bir de defter konusuna. Belki pek çoğumuz artık defter ya da günlük tutmayabiliriz. Ama ben zaman zaman deftere yazma ihtiyacı hissediyorum. Yeni nesil çocuklarda böyle bir durum olmayacak belki de. Onlar tabletlerle, akıllı telefonlarla büyüdükleri için. Ama biz kalemle yazarak büyüdük. Bizim zamanımızda her tarafı teknoloji yazı aletleri sarmamıştı. O yüzden zaman zaman deftere ya da bir A4 kağıdına yazma ihtiyacı hissederim. İşte yazacağım bu kağıtta o an için sizi yazmaktan soğutabilir.

                                             ANCAK KARELİ DEFTERE YAZARIM
     Bir kere ben kareli deftere yazmayı daha çok seviyorum. O yüzden karenin çizgileri net olacak. Bazı defterler var silik silik. İlk baştan yazma iştahınızı öldürür bu durum. O yüzden defterdeki çizgiler net olmalı. Ve defter kağıdı o kadar da ince olmamalı. Bazı defterler var. Ne yazarsan bir arkasına sanki kabartma resim gibi çıkıyor. Bu hiç hoş olmuyor. O sayfaya yazarken sanki kabartmanın üstüna yazıyormuşsun gibi oluyor. Al sana yazma iştahını öldüren bir neden daha. Şimdi günlük yaşadığım olayları not tuttuğum bir defter var. Tam istediğim tarzda olmasada şimdilik idare ediyor. Bu sınav döneminde matematik işlemleri için bir defter daha almıştım.
                                          “AMMA DA YAPTIN” DİYENLER OLABİLİR
     Ona günlük olarak yaptığım dersleri not ediyordum da. Birde ne göreyim? Bu deftere yazı diğer defterime göre daha rahat yazılıyor. “Keşke not tuttuğum defter bu olsaydı” dedim. Dedim ama ne çare. Şimdiki kullandığım defterin bitmesine az kaldı. Bu defter biter bitmez hemen o defterin aynısından bir tane daha alacağım. Bu yazıyı okuduğunuzda belki de beni çokça eleştireceksiniz. “Alt tarafı bir yazı yazacaksın bu ne titizlik? Sanki dünyayı kurtarıyorsun? Yaz gitsin işte” diyenleriniz de olabilir. Evet, titizlik ya da çok aşırı hassasiyet gösterme olabilir. Ama böyle hissediyorum. Ben bunları düşünürken en başta bahsettiğim o yazıyı da okuyunca. Dedim ki, “Demek ki yalnız değil mişim”.

    
                                                   YAZI UZUN MU OLDU?
     Ondan sonra bu yazıyı yazmaya karar verdim. Aslında gördüğünüz gibi bu yazı baya uzun oldu. Uzun yazı yazmak aslında benim adetim değildir. Bu yazıyı iki parçaya bölerek de yazabilirdim. Ama bu sefer de anlam bütünlüğü olmayacaktı. Yazının ikinci bölümünü gören birinci bölümünü okuması gerekecekti. Bu devirde kimsenin minnacık bile sabrı yok. Adam benim sayfayı kapatıp başkasının yazısını okumaya gidebilirdi. O yüzden, “Uzun olsun ama bir defada ne anlatmak istiyorsam anlatayım” dedim.  Aslında bu konuda da görüşünüzü öğrenmek isterim. Sizce böyle uzun ve tek bir yazı mı daha iyi oldu yoksa iki parçaya bölseydim daha mı iyi olurdu?
                                                  KULAĞINIZA KÜPE OLSUN
     Tabi bu yazdıklarımla ilgili deneyim yaşamış olanlar devamlı yazı yazan kişilerdir. Yoksa haftada bir ya da ayda bir bloğa yazı yazıyorsan bu durumları yaşayacak pek de yazı yazmıyorsun demektir. Ben de son bir aya kadar öyleydim. Bloğa haftada ya da ayda bir yazı giriyordum. Ama son bir aydır her gün yazı girmeye çalışıyorum. O yüzden bilgisayarla, defterle ve kalemle çok haşır neşir oldum. Devamlı yazarken de böyle yazmayı itici hale getiren durumlarla karşılaştım. En azından bu yazımla her gün yazı yazmaya başlayacak olanlara önden yaşayacaklarına dair tecrübelerimi aktarmış oldum. Devamlı yazmayanlar bu söylediklerimi kulak arkası edebilir ama her gün yazacakların, muhakkak kulaklarına küpe yapmaları gereken bir yazı oldu diye düşünüyorum.

Fotolar kaynak:Pixabay.com


Blog linki:yasamdanyazilar.blogspot.com

8 yorum:

  1. Kesinlikle katılıyorum. İnsan yazıyorsa kullandığı araçlar da yazma şevkini artıracak özellikte olmalı. Blogunu takibe aldım erenler. Ben de bloguma beklerim ⭐

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Takip ve değerli yorumun için teşekkürler. Takibe alıyorum sizi.

      Sil
  2. Ben özel bir çalışma yapmıyorum.Konuyu belirlemek için düşünüyorum.Konu netleşince gerisi kolay oluyor benim için.Teşekkürler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir oturuşta yazı bitiyor yani :) Yorum için teşekkürler.

      Sil
  3. Yanıtlar
    1. Kalemi unutmamaya çalışıyorum. İnşallah da unutmam :) Yorum için teşekkürler.

      Sil
  4. Merhaba,
    klavye ve kalem konusunda ben de ayırt ederim, o yüzden dizüstü bilgisayara ilave klavye aldım. Peçete, gazete sayfasının boş yeri, herhangi bir kağıt parçası ne bulursam o an üzerine yazarım sıkıntı çekmeden.
    Haklısınız, insan yazdıkça çok şeyin farkına varmaya başlıyor ve hiç bir şey de eskisi gibi olmuyor. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her şartta, eldeki imkanlarla yazmak çok güzel. Yorum için teşekkürler.

      Sil