Powered By Blogger

27 Mart 2016 Pazar

Önüne gelen kitabı okuma, okutturma...

     Önümüze gelen her kitabı okumalı mıyız? Bence hayır. Beni bırakın. Girin Google’a aratın. Önünüze çıkacak olan herhangi bir yazıda da aynı bu dediğimi okuyacaksınız. Okunacak kitap var, okunmayacak kitap var. Bazı kitaplar Türkçe açısından bir çöplük. Okuma zevkinizi bozar. Kaliteli kitap anlayışınızı bozar. Devamlı kaliteli kitaplar okuyorsanız eğer, kalitesiz yazılmış bir kitabı hemen farkedersiniz zaten. “Bu ne böyle?” dersiniz. Tıpkı çok tuzlu bir yemeği yediğinizde hissettiğiniz tat gibi bir tat hissedersiniz. Böyle bir durumla karşılaştığınızda sevinmeniz lazım. Demek ki okumada belli bir noktaya gelmişsiniz demektir. İyi bir edebiyat okuru olmanın yolu: İyi kitaplar okumaktır. Olur olmaz kitapla kafayı bulandırmamaktır.

                                           ADI SANI OLMAYAN KİTAPLARI OKUMAM
     Ben duyulmadık bir kitabı okumam. Ama bu demek değildir ki her meşhur olan kitabı da okurum. Aradaki dengeyi bulmak lazım. Bu denge nasıl sağlanabilir? Güvendiğiniz kişilerin yorumları ön ayak olabilir bir kitabı seçmenizde. Benim etrafımda devamlı ya da düzenli bir şekilde kitap okuyan arkadaşlarım yok. O yüzden bu seçenekten yararlanamıyorum. Ama günümüzde arkadaşlarımızın sayısı bir elin parmaklarından bir hayli fazla. Facebook, Twitter sağolsun. Belki her an her dakika görüşmesenizde, kitap hakkında yorumlarını alabileceğiniz arkadaşlar var sosyal ortamlarda. Facebook’u bir açsam bilmem 400 küsür arkadaşım vardır. Tabi bir de Facebook’taki kitap grupları var. İşte bu tip gruplardan da yeni çıkan kitaplar hakkında yorumlar okuyabilirsiniz.
                                         YÜZYILLIK YALNIZLIK HAKKINDAKİ YORUM
     Adı sanı bilinen yazarların kitapları okunmalı bence. Sağlam bir yazım tekniği var onlarda çünkü. Zevkli bir okuma vaat ederler okuyucuya. Zira kötü yazılmış bir kitapla okumaya başlarsanız, bir daha okuma niyetiyle elinize kitap almaya bilirsiniz. Bir de köşe yazarlarının, eleştirmelerin önerilerine kulak verebilirsiniz. Gerçi ben zamanında tam tersini düşünmüştüm bunun. Haşmet Babaoğlu, bir yazısında Yüzyıllık Yalnızlık kitabını sevmediğini yazmıştı. O an için, aynı fikirde olmamıştım onunla. Yer gök bu kitapla inlerken, o yorumu pek objektif gelmemişti bana. O yazının üzerinden bi zaman sonra, Yüzyıllık Yalnızlık kitabını okudum. Meğer söylediğinde o kadar haklıymış ki.

FOTO KAYNAK:PİXABAY.COM

Blog linki: yasamdanyazilar.blogspot.com



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder