Powered By Blogger

20 Şubat 2016 Cumartesi

Yazma tutkusu, tutkuların en güzeli...

     Yazma tutkusu ne kadar da güzel bir duygudur. Bu tutkuya sahip insanlar, yazmak için yaşarlar. Ben ve benim gibi milyonlarcası. Ne şekilde olursa olsun yazmak isterim. Bloğa, günlüğe, Twitter'a, Facebook'a. Her yere. Boş beyaz bir kağıdı ya da ekranı doldurmak gibisi var mı ya. Bazen yazma tutukluğu yaşarım. Hepimizin başına geldiği gibi. Bi ara o duyguyu felaket yaşadım. Ama yazmam da lazımdı. Bizim televizyonu yazdım. Şöyledir, böyledir, tüplüdür falan diye. Tutku böyle bir şey işte.

   YAZMASAYDIM ÇILDIRACAKTIM
      Büyük hikayecilerimizden Sait Faik, "Yazmasaydım, çıldıracaktım" demiş. O büyük usta kadar olmasa da biz de yazma isteğini aşırı duygularla yaşıyoruz. Bugüne kadar yazdığım hikaye sayısı 10'u geçmez. Hikayecilik ayrı bir yetenek. Ama hikayeci olmak o kadar çok isterdim ki. Ben daha çok günlük tutuyorum. Ayrıca şu an içinde bulunduğunuz bloğumda yazıyorum. İçimdeki yazma isteği bana bu bloğu açtırdı. İyi ki de açmışım. Bu blog kitlelere ulaşmamı sağlıyor. Benim gibi yazma sevdalılarıyla tanışıyorum.
  KALEM VE KAĞITTAN VAZGEÇMEM
       Artık ne kadar bilgisayar ya da akıllı telefonlardan yazsak da ben kalem ve kağıttan vazgeçemiyorum. Bir hafta kağıt, kalemi elime almasam özlüyorum. O yüzden iyi ki günlüğüm var. Ne kadar teknoloji ilerlerse ilerlesin ben kağıt ve kalemden vazgeçmem. Her zaman hayatımda olacaklar. Kağıt kokusunu, kitap kokusunu çok severim. O koku huzur verir bana. Bu arada biz edebiyatseverler için kötü bir gün. İki büyük yazı ustası Harper Lee ve Umberto Eco hayata gözlerini yumdu. Eserleriyle yaşayacaklar artık.

Foto kaynak : pixabay.com

Blog linki : yasamdanyazilar.blogspot.com
       

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder