Powered By Blogger

21 Haziran 2015 Pazar

Babalar Günü ve babam...

     Bugun, babalar gunu. Öncelikle,  ben bu tür günlere karsi değilim. Çoğu zaman duyarız, bu günler icin, "Kapitalizmin oyunlari, para tuzağı" falan denir. Ne olursa olsun, benim kabulüm. Para tuzagi olsa bile. Kapitalizmin oyununa ortak olsak bile. Sonuçta haticeye değil, neticeye bakmak gerekir diye düşünüyorum.
 
      Belki cok siradanlasan, bizi cok bayan bi söz ama. Durumu da en iyi aciklayan söz, bana göre. Hani, "Hayat koşusturmasi" diyoruz ya. Gerçekten kendimizi bi kaptirdik mi,  kendimizi unutuyoruz. Sanirsin ki hayat, calismaktan, kosusturmaktan ibaret. Değil, değil ama ne yaparsin. Illa gecineceksin, para kazanacaksin. Çoluk cocuk, yasam derken, hayat gecip gidiyor. Aslinda,  bu hayat tarzindan da sonunda, pek bir şey kalmiyor elimizde. Yasadiklarin iste. Hepsi o. Ne kadar güzel günler yasadiysan, hepsi o.

        Iste böyle kendimizi kaybetmisken. Esine, sevgiline, annene, babana, istedigin zamani ayiramayabiliyorsun. Simdi durup dururken de, kimse karsisindakine, "Seni seviyorum" da diyemiyor. Iste,  bu noktada devreye, babalar günü, anneler günü, sevgililer günü vs. giriyor. Insan da diyor ki, "Hayata daldik. Annemi, esimi, babami, cocuklarimi bosladim. Bari firsat bu firsat, gonullerini alayim". Iste bu düşünceyle güzel planlar yapılıyor, hediyeler alınıyor. Sevgi sozcukleri agizlardan dökülüyor bir bir. Böylece bu hayatta, güzel bir gün gecirmis oluyoruz ailecek. Zaman zaman bizi nefessiz birakan bu hayatta, bu tür sevgi günleri ile beraber, yuregimizi yeniden yasama sevinciyle dolduruyoruz. Doya doya nefes aliyoruz. Cigerlerimizi dolduruyoruz.

       Herkesin anasi, babasi kendine ozeldir. Benim babam da bana özel. Bizim kulturumuzde pek babayla sevgi gosterileri yapilmaz. Hos karsilanmaz. Babalar böyle seylere mesafelidir. Ne yapsinlar? Onlar da öyle görmüş babalarindan. Neyse ki,  zamanimizda bu tür durumlar asiliyor artik. Ama onda da cok asiriya kactik gibi. Biz millet olarak boyleyiz, bir ayarimiz yok. Ya benim olacaksin, ya topragin felsefesi,  genlerimizin derinliklerine islemis. Ya tam severiz, sevgi gosterileri girla gider. Ya da hic sevmeyiz. Bir guzel sözü dahi esirgeriz. Her şeyde oldugu gibi, sevgi dunyamizda da carpik yapilasmamiz var.

       Ne demistik? "Herkesin annesi, babasi kendine ozeldir". Aynen öyle. Ben babamı düşündüğümde,  korkmam mesela. Aklima korku gelmez. Rahatlik gelir. Huzur gelir. Çünkü ne beni, ne de kardeslerimi dislamamistir, elestirmemistir, asagilamamistir. Her zaman yanımızda olmustur. En basiti karne olayi. Ilk dönem zayif varsa, "Duzeltirsin oglum" derdi. Hic bir zaman karnem zayif oldu diye, benim eglenceme engel olmadi. Evde oturtup, sabahtan aksama ders calistirtmadi. Bu en basit örnek idi. Böyle baba sevilmez mi? Sevilir tabi.

        Böyle anlattim diye, sanmayin ki herseyi konusurduk onunla. Yine de aramizda mesafe vardi. Mesela:kiz arkadasimi gidip ona anlatamazdim. O da zaten sormazdi. Ben de istemezdim zaten. Utanirdim. Ne bileyim, bi babayla onlar konusulmali mi? Emin değilim. Konusanlar vardir tabi. Yanlis anlasilmasin. Onlari da yargilamiyorum. Dedim ya iste. Gelenek, gorenek.

        Babamin en cok, pozitif yanini severim. Genelde pozitiftir yani. Sinirli, asabi olduğu anlar da yok degildir elbette. Ama yine de pozitif yani ağır basar. Karne olayinda ornek verdigim gibi. Sihirli sözcüğü, "Düzelir"dir. Zaman zaman kendime sormusumdur, "Bu adam devamli nasil böyle pozitif oluyor?" diye. Sormakla da kalmadim. Bende onun gibi olmaya karar verdim. Ne kadar basarili oluyorum? Iste. Bazi zamanlar, anlar oluyor, "Şimdi tam sirasi" deyip basiyorum ardi ardina, "Düzelir, duzelir" kelimesini. Mutlu oluyorum. Çünkü herkes, hayatin olumsuz yanini görüyor, söylüyor, dile getiriyor. Ben o tayfadan olmadığım icin cok mutlu oluyorum o anlarda. "Evet, ben bu duruma karsi cikiyorum. Ve duzelir diyorum".

       Babamin bu davranisi bile, "Bana yeter" diye düşünüyorum. Tabi, bunu bir huy haline getirebilirsem. Yine cok yazdim. Ama böyle sevgi isleri de bir iki cümle ile anlatilmiyor ki. Eminim herkeste de böyle oluyordur. Babasini ya da bi baska sevdigini anlatmaya kalktiginda. Yasam ne ki zaten. Sezen Aksu'nun dedigi gibi, "Bir kac yasanan güzel andan ibaret". Bir de babamla yaptigimiz siyaset ve futbol sohbetlerine doyamam. Siyaset konusunda ters düştüğümuz noktalar vardir. Bunlari,  hararetli hararetli tartışıriz. Zevk alarak. Bir de futbol tabi. Biz Galatasaray'li bir aileyiz.

     Galatasaray'liligimiz babamizdan gelir. Galatasaray üzerine derin analizler yapariz. Kendimize göre. Diğer takimlari da konusmadan durmayiz tabi. Birbirimizin goruslerini merak ederiz.
 
      Böyle bir babaya sahip olduğum icin mutluyum. Hani bi klise vardir. "Yine dunyaya gelsem yine seni secerim" diye. Ben de bu kliseye dahil oluyorum ve diyorum ki, "Bu dünyaya yine gelsem, babamin yine senin olmani isterim. Babalar günün kutlu olsun baba. Beraber nice senelere. Ve tabi tüm babalarinda.

       Bu yazimi begendiniz mi? Begenin ya da begenmeyin. Goruslerinizi bekliyorum.
       Bir dahaki yaziya kadar sağlıcakla kalin.
       Blog linki : yasamdanyazilar.blogspot.com

       
      

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder